1 Mart 2014 Cumartesi

I Need Romance3, Bölümlerden Karma Replikler




생선이 싱싱해! 당근이 싱싱해!
Balıklar çıtır (taze, canlı)! Havuç çıtır!

싱싱이라는 말은 기분이 좋아진다
ŞingŞing kelimesi beni mutlu ediyor

그래서 신주연은 싱싱이다
O yüzden Shin Joo Yeon (benim için) ŞingŞing (Çıtır)




~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~

못 찾았어. 왜 당신이 좋은지.
Bulamadım. Neden senden hoşlandığımı.

이유가 없어.
Nedeni yok.

근데 이유가 없어서... 사랑인 것 같아
Ama nedeni olmadığı için... aşk olmalı (zaten)

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~

당신은 지금 몸이 아니라 마음이 아픈 거야..
Senin şimdi vücudun değil, kalbin ağrıyor...

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~


열세 살의 당신은 나에게 말했었다.
13 yaşındaki sen bana demiştin ki;
(사랑은 밝은 거, 환한 거, 거짓말 안 하는 거...)
(Aşk, aydınlıktır, netliktir, yalan söylememektir...)

그래서 나는 당신에게 말해줘야 했다
O yüzden sana söyleyeceğim.

  내가 말하지 않으면, 
Ben söylemezsem eğer,

당신은 내내 쓸데없는 약을 먹고 쓸데없이 헤맬 테니까. 
Sen sürekli işine yaramayacak ilaçları alacaksın, gereksiz dolanıp duracaksın

사랑은 당신이 그렇게 헤매는 걸 모른 척하는 것이 아닐 테니까
Aşk, senin böyle yolunu şaşırdığını bilmiyormuş gibi davranmak değildir çünkü

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~


사랑에 빠진 사람은 자기가 보고싶은 것만 보고, 
Aşık olan kişi sadece görmek istediğini şeyi görür,

듣고싶은 것 들으며, 
sadece duymak istediklerini duyar,

믿고싶은 것만 믿는다. 
sadece inanmak istediklerine inanırsın.

미안하다는 그 말 한마디에 차갑게 얼었던 마음이 한 순간에 다 녹아버린다.
Üzgünüm lafı, tek bir kelimeyle buz tutmuş kalp bir anda tamamen erir.

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~


"당신이 어떤 모습이라도 내가 옆에 있어줄게."
Sen ne yaparsan yap (hangi durumda olursan ol) ben yanında olacağım.

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~

"우린 지금 아파야 돼, 아픈게 정상이야. 
Biz şimdi acı çekiyoruz, acı çekmemiz normal

좋아하는 사람하고 헤어졌으니까."
Çünkü sevdiğimiz kişiden ayrıldık (birbirimizden ayrıldık)

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~




"선배가 틀렸어. 없으면 안되는게 있어. 
Sen yanıldın Seonbae (Kıdemli). "Olmazsa olmaz" diye bir şey var.

노력해도 안되는것도 있고. 
Çabalasan da olmayacak şey de var.

죽고 못사는거.. 그런거 없는거 나도 알지만 있다고 믿을래. 
(Olmazsa) öleceğin, yaşayamayacağın... Öyle bir şey olmadığını ben de biliyorum ama "var" diye inanacağım.

있다고 믿고 살래, 그런 사랑을 믿는 사람을 사랑할래. 
Var gibi inanıp yaşayacağım, öyle bir aşka inanan birini seveceğim.

여기서 그만하자 우리."
Burada ayrılalım biz

Bilinmeyen kelimeler: 
헤매다 = yolu şaşırarak dolanıp durmak (wander about, strap about)
환하다 = aydın; açık, belli (bright; open, clear)
내내 = her zaman, baştan sona kadar (=늘, 항상) (all the way, always, throughout)

Bölüm 15'i bekleyelim... bakalım neler olacak ^^ :)


Hiç yorum yok: