2 Aralık 2015 Çarşamba

Korecede 불 [bul] olumsuzluk ön eki



Korecede ön ek'e 접사 deniliyor.

Bir önceki konumuzda da olumsuzluk ön eki "미 [mi] "den bahsetmiştik. Türkçemizde de yer alan, olumsuzluk belirten bazı ön ekler ("NAmümkün, Bİhaber") bulunmaktadır. Mümkün kelimesi > "na" olumsuz ön eki ile "namümkün = mümkün olmayan" olabilmektedir.

Bunlar her ne kadar öz türkçeden değil, farsça'dan vs. gelse de sıklıkla kullandığımız ekler ve kelimelerdir. Bunun gibi Korecede de olumsuzluk belirten ve önüne geldiği kelimeyi olumsuz yapan ekler bulunmaktadır.
Bunlardan biri de "불 [bul]" ön ekidir.

Sözlükteki karşılığı;
(일부 명사 앞에 붙어) ‘아님, 아니함, 어긋남’의 뜻을 더하는 접두사.
(Bazı isimlerin önüne gelip/eklenip) 'değil', 'öyle olmama', '- dışı' anlamını katan ön ektir.

Önce, ek almamış olumlu hallerini yazalım;
가능 = mümkünat
경기 = yarış, müsabaka
공정 = Adalet,denkserlik, eşitlik
규칙 = 1. Kaide  2. Kural  3. Adap
균형 = Denge, denklik
명예 = 1. Saygı  2. Erdem  3. Şeref
완전 = Bütünlük, mükemmellik,




  • 불가능 = 가능하지 않음. = mümkün olmayan
    • 우리에게 불가능은 있을 수 없다.
      = bize (bizim için) namümkün  / mümkün olmayan (şey) olamaz
    • 그런 일은 불가능하다
      = Öyle bir iş imkansız / namümkün / mümkün değil
    • 여기서는 유턴이 불가능하다.
      = Burada, U dönüşü yapmak imkansız / mümkün değil
    •  내 사전에 불가능이란 말은 없다
      = Benim sözlüğümde (kitabımda) imkansız diye birşey (laf / söz/) yok
  • 불경기
    = 경제 활동이 일반적으로 침체되는 상태. 물가와 임금이 내리고 생산이 위축되며 실업이 늘어난다.
    = Ekenomik faaliyetlerin genel olarak (evrensel olarak) yavaşlaması / durgunlaşması durumu. Ürün fiyatları ve maaşların düşmesi, üretimin küçültülüp işsizliğin artması
    =  1. Durgunluk  2. İşin veya alış verişin durgun olduğu zaman  3. Kesat
    • 불경기라서 회사가 힘들다
      = Durgunluk olduğu için şirket zor durumda
    • 불경기가 내년 연말까지 지속될 것이다.
      =(piyasadaki) durgunluk önümüzdeki yıl sonuna kadar devam edecek / sürecek
      • 지속되다 = 어떤 상태가 오래 계속되다. = herhangi bir durumun uzun süre devam etmesi
  • 불공정 = 공평하고 올바르지 아니함. = Adil ve dürüst olmama, 1. Adaletsizlik  2. Eşitsizlik
    • 판정이 불공정하다.
      = Bu karar adaletsiz / adil değil
    • 불공정한 상행위를 규제하다
      = Haksız / adaletsiz ticari faaliyetleri düzenlemek
    • 매점매석은 불공정 거래의 대표적인 예이다.
      = Tekelcilik, haksız rekabetin temsili bir örneğidir.



  • 불규칙 =  규칙에서 벗어나 있음. 또는 규칙이 없음. = Düzenin/ Kuralların dışında / kurallardan soyunma ya da kuralsız olma
    • 잠자는 시간이 불규칙하다
      = Uyku saatleri düzensiz olmak
    • 불규칙한 생활을 하면 병나기가 쉽다
      = Düzensiz hayat yaşarsan hasta olman kolay olur
    • 식사 시간이 불규칙적이어서 적응하기 힘들다.
      = Yemek saatleri düzensiz olduğun /bir kuralı olmadığı için adapte olmak zor



  • 불균형 = 균형이 잡히지 아니하고 치우치는 성질 = dengeyi yakalamama, bir tarafa yaslanma hali
    • 균형 있는 발전 = dengeli gelişme/kalkınma
    • 힘의 불균형 = güç dengesizliği
  • 불완전 = 완전하지 않거나 완전하지 못함. = tamamen tamamlanmamış veya tamamlanamamış olma
    • 불완전 표현 = eksik ifade
    •  일을 불완전하게 마무리하다
      = İşi eksik bitirme
    • 인간은 유한하고 불완전하고 약소하고 추악한 존재다.
      = İnsan, sınırlı (sonu olan), eksik, zayıf ve çirkin bir varlıktır

Aklıma gelen diğer olumsuzluk ön ekleri şimdilik "무- [mu]" ve "비 [bi]" ekleridir. Bunları da bir sonraki konuda paylaşıyor olacağım.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok saol yardımcı oluyorsunuz lütfen devam edin :)

Adsız dedi ki...

Çok saol yardımcı oluyorsunuz lütfen devam edin :)

Adsız dedi ki...

teşekkürler.