Kitaplardan alıntıları seslendirmeye ve çevirmeye devam ediyoruz :)
Bu seferki konumuz Afrika ve Avrupa'daki insanların yeni doğmuş bebeklerin ölümlerine yaklaşımını ele alıyor...
갓난아이 = yeni doğmuş bebek
노인 = yaşlı
경혐 = deneyim, tecrübe
쌓다 = yığmak, üstüste biriktirmek,
-조차 = bile, dahi
자기의 죽음조차 = kendi ölümünü bile
의식 = bilinç
의식하다 = bilincinde olmak
-았/었/였더라면 = -mış olsaydı
훌륭하다 = harika, mükemmel, göz alıcı, üstün
해내다 = başarmak, üstesinden gelmek
Bu seferki konumuz Afrika ve Avrupa'daki insanların yeni doğmuş bebeklerin ölümlerine yaklaşımını ele alıyor...
갓난아이 = yeni doğmuş bebek
노인 = yaşlı
경혐 = deneyim, tecrübe
쌓다 = yığmak, üstüste biriktirmek,
-조차 = bile, dahi
자기의 죽음조차 = kendi ölümünü bile
의식 = bilinç
의식하다 = bilincinde olmak
-았/었/였더라면 = -mış olsaydı
훌륭하다 = harika, mükemmel, göz alıcı, üstün
해내다 = başarmak, üstesinden gelmek
아프리카에서는 갓난아이의 죽음보다 노인의 죽음을 더 슬퍼한다.
Afrikada, yeni doğan bir bebeğin ölümünden ziyade yaşlı birinin ölümü daha üzücüdür.
노인은 많은 경혐을 쌓았 때문에 부족의 나머지 사람들에게 도움을 줄 수 있지만,
Yaşlı kişi çok tecrübe biriktirmesi sebebiyle kabilenin geri kalan insanlarına yardımı dokunabilir ama
갓난아이는 세상을 경험해 보지 않아서 자기의 죽음조차 의식하지 못하기 때문이라고 한다 .
yeni doğmuş bir bebek ise, dünyayı deneyimlemediği için kendi ölümünün bile bilincinde olamaması sebebiyle / yüzünden öyle olduğunu söylüyorlar.
유럽에서는 갓난아이의 죽음을 슬퍼한다.
Avrupa'da ise, yeni doğmuş bebeğin ölümü üzücüdür.
살았더라면 아주 훌륭한 일을 해낼 수 있었을 아기의 죽음을 안타까워하는 것이다.
Yaşamış olsaydı, çok kayda değer işer başarabilecek olan bebeğin ölümü yazık olan birşeydir.
그에 비해 노인의 죽음에 대해서는 거의 관심을 보이지 않는다.
Ona kıyasla, yaşlı birinin ölümüne dair neredeyse hiç ilgi / alaka görünmüyor.
어쨌든 노인은 살 만큼 살았다고 생각하는 것이다
Zaten yaşlı, yaşayacağı kadar yaşadı diye düşünülmektedir.
2 yorum:
Emeğinize sağlık:)
Emeğinize sağlık:)
Yorum Gönder