29 Eylül 2013 Pazar

Repliklerle Korece - 로맨스가 필요해


그 날, 나는 깨달았다. O gün, farkettim
나는 이미 행복하다는 것을.  artık (zaten) mutlu olduğumun
지금 행복하지 않으면  Şimdi mutlu olmazsam
앞으로도 영원히 ileride de sonsuza dek
행복은 오지 않을 것이라는 것을. Mutluluğun gelmeyeceğini

<로맨스가 필요해 시즌1> Romaenseu pilyohae sijeun1 = I need Romance 1

Kelimeler : 
깨닫다 [kkae-dat-da]= farketmek, anlamak, kavramak
이미 [i-mi] = zaten

==*==*==*==*==*==*==*==*==*==*==*==*



후회한다.
Pişmanım

한 남자에게 내 세계를 다 보여준 것. 
Tüm dünyamı bir erkeğe  gösterdiğim için. 
(Yıllarımı tek bir erkeğe verdiğim için)

양다리도 한 번 안걸쳐보고, 
Birkere bire aldatmayıp

10년이나 한 사람만을 바라본 것.
10 yıl boyunca tek bir insana  baktığım  için (sevdiğim için)

27 Eylül 2013 Cuma

Korece Fiil + (으)ㄹ게요 -yakın gelecek zaman eki

Seni şimdi sokacağım o.O


Kullanım yerleri & kuralları

fiil + (으)ㄹ게요

1) yakın gelecek zaman için kullanılır.
2) Ve kesinlikle 1.tekil şahsın söylemesi gerekmektedir. Diger kişiler için herhangi bir gelecek zaman durumu söz konusu ise "(으)ㄹ 거예요" kullanılır.
3) Bir durumu belirtmek için kullanılır, soru cümlelerinde kullanılmaz.
4) Konuşan iki kişi arasında yakın bir ilişki var ise
5) Yapılacak eylem dinleyiciyi de etkileyecekse


Kullanım şekli ve türkçedeki söylenişi

Durum Korean Turkçe Yorum
İki kişi telefonda konuşuyor "내일 전화할 게요. " nae-il jeon-hwa hal-geyo.            "yarın seni arayacağım"  Dinleyici için önemli ve
dinleyiciyi de etkileyecek.
Chat yapıyor "내가 먼저 잘게" nae-ga meonjeo jal-ge. "Yatacağım"   Dinleyicide etkiliyor
Rastgele birine taşınacağını söylüyor "다음 주에 내가 이사할게." da-eum ju-e nae-ga i-sa-hal-ge "Gelecek hafta taşınacağım." Dinleyici etkilemiyor,
bu yüzden hatalı kullanım.
Bunun yerine
 "다음 주에 내가 이사할 거야." nın kullanımı daha doğal
Oda arkadaşına taşınacağını söylüyor "다음 주에 내가 이사할게." da-eum -ju-e nae-ga i-sa-hal-ge. "Gelecek hafta taşınacağım." Dinleyici etkiliyor


Korece (으)ㄴ 지 (-eli/alı eki)




Fiile eklendiğinde ne kadar zaman geçtiğini gösteren bir ektir. Türkçedeki "-eli- alı" ekine denk gelmektedir.
Cümleyi bitirmek için genellikle (geçen zaman + oldu/geçti) anlamlarına gelen  시간이 되다/지나다/넘다/흐르다" fiilleri kullanılır.

Eğer öğe `ㄹ` ile bitiyorsa (yaşamak fiili gibi 살다) `ㄴ 지` kullanılır.
Eğer öğe `ㄹ`den farklı bir ünsüz harf ile bitiyorsa `은 지` kullanılır.

yani : yap+alı > yapalı
İstanbul'a geleli 5 yıl oldu... gibi

* 오다 o-da  = gelmek === 온 지 : geleli
* 살다sal-da = yaşamak === 산 지 : yaşayalı
* 먹다 meok-da = yemek === 먹은 지 : yiyeli
* 배우다 baeu-da = öğrenmek === 배운 지 : öğreneli

26 Eylül 2013 Perşembe

Şarkılarla Korece- 조덕배 - 그대 내맘에 들어오면 (Jo Duk Bae-Sen kalbime girseydin)

Bu şarkıyı ilk "A Gentelmen Dignity"de duydum ve peşini bırakamadım, 1989 yılında 조덕배 isimli kişi tarafından 그대 내맘에 들어오면 (Sen kalbime girseydin) söylenen bir şarkı. Bugünlerde MBLAQ "If you come into my heart" ismiyle bu şarkıyı tekrar modern versiyonuyla karşımızda. Ben eski halini daha çok sevdim ve paylaşmak istedim. Umarım siz de beğenirsiniz.

그대 [keu-dae] = Sen (Genellikle şiir ve şarkılar'da sevgili için kullanıln "sen" ifadesi)
내 [nae] = Benim 나의'nin kısaltılmışı
맘 [mam] = 마음 [ma-eum] = kalp, yürek,
-에 [e] = -e/-a (doğru)
들어오다 [deul-eo-da] = içeri girmek
-면 [myeon] = -se, -sa, eğer


Eski versiyon:


다가가면 뒤돌아 뛰어가고
(Sana) yaklaşınca arkanı dönüp kaçıyorsun

쳐다보면 하늘만 바라보고
(Ben sana) bakarken (Sen sadece) gökyüzüne bakıyorsun

내 맘을 모르는지 알면서 그러는지
Duygularımı bilmediğinden mi yoksa bilerek mi böyle davranıyorsun

시간만 자꾸 자꾸 흘러가네
Sadece zaman sürekli akıp gidiyormuş

스쳐가듯 내 곁을 지나가고
Değip geçen rüzgar gibi yanımdan geçip gidiyorsun

25 Eylül 2013 Çarşamba

그거 아세요 Bunları biliyor musunuz?


Korede selamlaşmanın birkaç yolu vardır. Bir kadın ve bir erkek karşılaştıklarında el sıkışmak/kucaklaşmak yerine boyunlarını bükerek selam verirler.
Insa-hada/인사하다= Selamlaşmak (To greet.)

=============================


Yemek çubuklarınızı asla kasenin içinde bu şekilde bırakmayınız. Ölüm, cenaze ile ilişkilendirildiği için  kaba bir davranış olarak kabul edilir.
Gieokhaseyo/기억하세요
= Lütfen hatırlayınız
(Please remember )

=============================


Kırmızı kalemle yazı yazmanın kötü şans (uğursuzluk) ve ölüm getirdiğine inanılır.
bbalgan saek/빨간색= kırmızı (red)
un-i joda/운이 좋다= şanslı olmak (to be lucky)
un-i eopda/운이 없다= şansız olmak (to be unlucky)

=============================


Korede eski asansorlerde daha çok olmakla birlikte asansörlerde 4 rakamının kullanılmaz. 4 rakamı "ölümü" hatırlattığı için uğursuz bir rakam olarak görülür. 4 yerine "F" yani "ingilizce "Four /4 " sayısının ilk harfi kullanılır.
Elevator/엘레베이터=Asansör (Elevator ^^ ingilizce ile aynı)
juk-eum/죽음= ölüm (death)

=============================


Güney Korenin Amblemi'dir.

Daehan-minguk/대한민국 = Kore Cumhuriyeti
Daehan-mingukegugjang/대한민국의국장 = Ulusal Güney kore amblemi

=============================


Korenin ulusal içkisi'dir. Soju/소주
Pirinç, arpa veya bugdaydan yapılır.
%16-%45'e kadar alkol oranı bulunur

 Soju hana juseyo/소주 하나주세요
=Bir şişe soju lütfen
(Please give me a bottle of soju.)

=============================

Yeni şeyler öğrendikçe paylaşmaya devam edeceğim.

18 Eylül 2013 Çarşamba

추석 명절 Chuseok Bayramı


Bizim ramazan ve kurban bayramlarımız gibi Kore'nin de kendine özgü en büyük ve önemli bayramıdır 추석 Chuseok (çusok). Orginal adı ile 한가위 [han-ga-wi].

Lunar Takvime (Ay Takvimi/Kameri Takvim) göre Ağustos'un 15'den başlar ve 3 gün sürer. Ay dolunaydır.  Bu yılki Chuseok ise 26 Eylül'de başlayacak. Yani bugün arefe ve herkes ailelerini ziyaret etmek için hazırlk içerisinde. Bu bayram Silla krallığının üçüncü saltanat yılından itibaren kutlanmaya başlanmış.

Chuseok bir tür "hasat festivali" aslında. O gün kore'ye özgü geleneksel kyafetler giyilir, yemekler pişirilir ve büyüklere karşı saygılar sunulur, verdiği nimetler için Allah'a şükredilir (bizim tabirimizle :)).

Chuseok bayramını kutlamak için :

16 Eylül 2013 Pazartesi

았/었/였으면 좋겠다 Umarım/Keşke/İnşAllah...



Konuşan kişi umut ettiği bir şeyi veya arzusunu belirtmek için Fiile, sıfata veya isme 았/었/였으면 좋겠다 ekini ekler. Bu ek cümleye "Umarım, keşke" gibi anlamlar katar.

Birkaç gün önce 으면 ekinin cümleye kattığı anlamı öğrenmiştik. Burada ise bir ileri derecesini görüyoruz. 으면 eki cümleye -se/-sa eki katıyordu. Bunu geçmiş zamana eklediğimizde "-seydi/-saydı gibi bir anlam katar cümleye değil mi? 좋다 kelime anlamı olarak  "iyi/hoş" olmak anlamlarına geliyor. 좋다'ya eklenen 겠 ise gelecek zaman ya da tahmin ekidir. Bunların hepsini harmanladığımızda ise karşımıza aşağıdaki gibi bir "İSTEK/ARZU" belirten bir cümle eki çıkıyor.

1) Kelime 아/ 어 (하 hariç) ile biterse 았으면 좋겠다 kullanılır.
2 ) Kelime 아/ 어  harici herhangi bir harf ile biterse 었으면 좋겠다,
3) Kelime 하 ile biter 했으면 좋겠다 olur.

가다 > 가 + 았으면 좋겠어요 = 갔으면 좋겠어요 (TR: kassımyon çohkesso)
하다 >  하 + 았으면 좋겠어요 = 했으면 좋겠어요
읽다 > 읽 + 었으면 좋겠어요 = 읽었으면 좋겠어요
마시다 >  마시 + 였으면 좋겠어요 = 마셨으면 좋겠어요

Örneklere geçersek ;

Kelimeler:
주말 : haftasonu (주 hafta 말 son)
여행 : tatil, gezmek
졸업하다 : mezun olmak
일 : iş, 1, gün
무역 : ticaret
 회사 : şirket
취직하다  : işe girmek
따뜻하다 : sıcak olmak
춥다 : soğuk olmak

1) 가 :  주말에 뭐 하고 싶어요? / Hafta sonu ne yapmak istersin?/istiyorsun?
    나 : 여행을 갔으면 좋겠어요 / Umarım tatile giderim

2) 가 : 졸업하고 어떤 일을 하고 싶어요? / Mezun olup ne tür bir iş yapmak istiyorsun?
    나 :  무역 회사에 취직했으면 좋겠어요 / Umarım bir ticaret şirketinde işe girerim.

3 가 : 오늘은 정말 춥네요? / Budün gerçekten soğukmuş.
   나 : 네 맞아요. 내일은 따뜻했으면 좋겠어요. Evet doğru. Yarın hava güzel olur inşAllah (isteğim o yönde)

14 Eylül 2013 Cumartesi

Afişlerle Korece - Mr. 로빈 꼬시기

Türkçesi "Bay Mükemmeli Baştan Çıkarmak / Bay Robin'i baştan Çıkarmak olan "Mr Robin Kkosiki" yi az önce izledim ve paylaşmak istedim. Uzun süredir afişlerle korece başlığı altına birşey eklemiyordum. Film 2006 yapımı, aşka inancı olan ve sürekil terk edilen Mi June ile Aşkın bir oyun ve kuralları olduğunu düşünen Bay mükemmelin tesadüf eseri karşılaşması ve aynı şirkette tekrar bir araya gelmesiyle zincirlenen bir aşk hikayesini anlatıyor. Hem eğlenceli hem de farkındalık oluşturan bir filmdi diyebilirim. Ben beğendim :) Filmin sonundaki şarkıda oldukça eğlenceliydi. Onu da "Şarkılarla Korece" bölümünde ilerleyen zamanlarda muhakkak paylaşacağım.

Mr. 로빈 = Mr. Robin
꼬시기 = Baştan çıkarmak
내 마지막 목표 그의 심장을 빼앗는 것!
Benim son amacım onun kalbini çalmak (kalbini çalma)
 / onu baştan çıkarmak


내 = benim
마지막 = son
목표 = hedef, amaç; nişan (goal, mark, target)
그의 = Onun
심장 = kalp
빼앗다 kapmak, zorla almak, çalmak (take a thing by force, snatch)
-는 것 = fiili isim haline getiriyor

12 Eylül 2013 Perşembe

Korece 으면/면 (Eğer) -se/-sa eki



Fiil veya sıfattan sonra 으면/면 eki gelirse cümleye (eğer ve zaman) anlamları katar.

Fiil/Sıfat ünlü bir harfle bitiyorsa 면 [myeon]
ünsüz yani sessiz bir harfle bitiyorsa devamında sesli harf gelmesi için 으면 [eu-myeon] eki kullanılır.

Bütün korece'de böyledir. Fiil/sıfat'ın sesli ve sessiz harfle bitmesine göre ek değişiklik gösterir. Tıpkı tükçedeki gibi aslında. Harf uyumunu yakalamak için biz de aynı şeyi yapıyoruz.

Gelelim konumuza;

Fiil/Sıfat ile kullanımı :
Fiil /Sıfat + 으면/면
가다  [ga-da] = gitmek
가 + 면
sesli harle bitiyor bu sebeple 가면 =  gidersem

먹다 [meog-da]  = yemek
먹 + 으면
sessiz harle bitiyor bu sebeple 먹으면 = yersen

오다  [o-da] = gelmek
오면 =gelirse

읽다 [ilg-da] = okumak
읽으면 = okursa

마시다 [ma-si-da] = içmek
마시면 = içersen

예쁘다 [ye-ppeu-da]  = güzel olmak
예쁘면 = güzelse

11 Eylül 2013 Çarşamba

Kore Yemek Kültürü- 떡볶이(Tteokbokki)

떡볶이(Tteokbokki)
Deokboggi (Tr)  Pirinç keki
Ramenli deokboggi


Kore dizilerinde bolbol duyduğunuz bir yemektir TR söylenişiyle "dokboggi", Tteokbokki. Çoğunlukla korede sokakta bulunan *포장마차 (Pojangmacha) denilen seyyar restaurantlarda en çok satılan bir Kore yemeğidir.

Orjinal(eski) adı tteok Jjim (떡찜) olan ve dilimlenmiş pirinç keki, et, yumurta ve baharatlar kullanılarak yapılan bir yemektir. Daha sonra bu yemek yapılışı ve içerik olarak da biraz değişikliğe uğramış. Ve günümüzde ki dokboggi daha kolay yapılabilir bir hale getirilmiş.

Farklı dokboggi çeşitleri bulunmaktadır. Deniz ürünlü, peynirli, domuz pirzola ve eti ile yapılan,
tavuklu vs.
Kırmızı acı biber sosu da kullanıldığı için acı sevmeyenler dikkat etmeli.

İçindekiler : 
Haşlanmış pirinç keki, yeşil soğan, gochujang (acı biber), soğan, doğranmış sarımsak, tuz, şeker ve zevkinize göre baharat çeşitleri. Haşlanmış yumurta, tavada mandu (Kore köfte), sosis, ramyeon (Kore ramen versiyonu için) ve kızarmış deniz ürünleri ya da sebze (Korece "twigim" denir) 

pirinç keki = 떡
yeşil soğan = (녹색) 양파
gochujang (acı biber) = 고추장 (고추)
soğan =양파
sarımsak = 마늘
tuz = 소금
şeker = 설탕
baharat = 향료

Gerek Taksim'de gerek Mecidiyeköy'de Kore restaurantları bulunmakta. Yemek isteyenler gidip deneyebilir. Fiyat olarak bizim yemeklerimize oranla biraz pahalılar, bilginiz olsun :)

*포장마차 (Pojangmacha)

Kaynak : wiki

10 Eylül 2013 Salı

Şarkılarla Korece- Ailee (에일리) - 너와 나 U&I (Korece-Türkçe-Romanized)

Ailee benim severek dinlediğin bir şarkıcı. U&I Ailee'nin son şarkısı (galiba). İstanbulda düzenlenen MuzikBank'ta da  "üsküdara gider iken"den sonra söylediği şarkı buydu. Oldukça başarılı bir sanatcı bence. Üsküdara gider iken'i de oldukça güzel seslendirdi.

Aşağıda korecesi, romantization(korecenin latin harflerle yazılışı) ve türkçesi bulunmakta. Video'dan dil de seçebiliyorsunuz. İyi dinlemeler






Wait a minute Wait a minute 말 잘라 미안한데
Wait a minute Wait a minute mal jalla mianhande
Bi dakika (bekle) Lafını kestim, üzgünüm ama

왜 이러니 왜 이러니 자꾸 똑같은 말
wae ireoni wae ireoni jakku ttokgateun mal
Neden böyle neden böyle yapıyorsun sürekli aynı laf (Niye sürekli hep aynı şeyi söylüyorsun)

우리 중 하난 먼저 얘기해야 돼
uri jung hanan meonjeo yaegihaeya dwae
İçimizden biri/ Birimiz bunu önce söylemeli

여기서 우리 그만 끝내
yeogiseo uri geuman kkeutnae
Burada bitirelim

이제 그만 싸우고 싶어 하루도
ije geuman ssaugo sipeo harudo
Artık kavga etmeyi bırakmak istiyorum / kavga etmek istemiyorum

그냥 넘어가는 일이 없어
geunyang neomeoganeun iri eobseo
Geriye birşey kalmadı

Resimlerle Korece - 무슨 일이 있어도...


무슨 일이 있어도 변함 없이 사랑해 주는 사람을 찾기란 어렵다.
[mu-seun il-i is-seo-do byeon-ham eob-si sa-rang-hae ju-neun sa-ram-eul chat-gi-ran eo-ryeob-da]
(musın iri isseodo byomham eobşi saranghaejunın saramıl çatgiran eoryeobda)
Ne olursa olsun değişmeksizin (değişim olmadan) seven insanı bulmak zor.
무슨 = ne
일 = iş, olay
있다 = olmak, var olmak
-도 =  da, dahi, bile
변함 = değişim
없다 = yok olmak, olmamak
사랑하다 = sevmek
찾기라는 것 / 찾기란 = bulmak
어렵다 = zor olmak, zor

그런 친구가 셋이나 있으니 난 정말 운이 좋다
[keu-reon chin-gu-ga se-si-na is-seu-ni nan jeong-mal un-i joh-da]
(kıron çinguga seşina issıni nan jeongmal uni çohta)
Öyle 3 arkadaşım olduğu için ben gerçekten şanslıyım.
그런 = öyle
운이 좋다 = şansı iyi olmak, şanslı olmak

Not : eo harfi tam o harfi gibi okunmamaktadır.