30 Kasım 2013 Cumartesi

Repliklerle Korece Karma




난 다시 혼자 남았다.
Ben yine yalnız kaldım. 

어떻게 살아야 할 지 모르겠다. 
Nasıl yaşayacağımı / yaşamam gerektiğini bilmiyorum. 

누군가가 내 인생을 결정해주었으면 좋겠다. 
Biri benim hayatıma yön verse keşke. 

누군가가 시키는대로, 누군가가 떠미는 대로 어디론가 떠밀리며 단순하게 살고싶다. 
Birilerinin dediği gibi, birilerinin ittiği gibi biryerlere itilerek basit bir şekilde yaşamak istiyorum.

무언가를 선택해야 한다면 그건 내가 결정해야하고
Birşeyi seçmek zorundaysam ona ben karar vermeliyim.

그리고 그 결정은 오로지 내 행복을 위해서다. 
Ayrıca o karar  tamamen benim mutluluğum için

28 Kasım 2013 Perşembe

케이윌 (K.will )- 촌스럽게 왜 이래 (Niye böyle görgüsüzce dayranıyorsun) (You don't know love)




촌스럽게 내게 왜이래...
**촌 : köy; taşra
**촌스럽다 : kaba, görgüsüz, modası geçmiş, eski kafalı (boorish, rustic, unfashionable, old-fashined)

변했다는 말 영혼이 없단 네 말
Değiştimi, samimi olmadığımı

사랑이 식었다... 그건 아니야
Aşkımın bittiğini (soğuduğunu) söyledin... Ama, öyle değil

피곤해 그래. 딱 오늘만 참아줄래
(Sadece) yoruldu o yüzden. Yalnızca bugün tolerans gösterecek misin?

/*Nakarat*/반복*/
왜 너만 생각해
Niye sadece kendini düşünüyorsun

가끔 아무 말도 안 해도 그냥 있어줄래
Bazen hiçbirşey söylemesem de öylece duracak mısın?

그게 그렇게 어려운거니?
Bu o kadar zor birşey mi?

그만 좀 날 괴롭히고 숨 쉴 수 있게 만들어줘
Beni rahatsız etmeyi bırak ve bana biraz nefes aldır

Korece -(이)나 다름없다 (-ndan farksızdır, -gibidir) eki


Yalan söylemekten farksız...
Yalan söylemekten farkı yok

Türkçedeki "Annem gibidir, annemden farksızdır" cümlesindeki anlamı katar cümleye. Kıyaslanılan şey diğer bir şeyle neredeyse aynıysa "-(이)나 다름없다" eki kullanılır.
다르다 = farklı olmak
다름  = farklılık
없다 = olmamak, yok


Kullanım:
*********************
İsim + -(이)나 다름없다 =...-den farksızdır, farkı yoktur
Fiil + 는 것이나 다름없다 = ..mekten farksızdır

A는 B나 다름없다 = A, B'den farksızdır / A, B gibidir
*********************

어머니 = Anne
어머니 + 나 다름없어요 = Annemden farksızdır, Annem gibidir.

할아버지는 부모님이나 다름없어요
Dedem anne babam gibidir.

26 Kasım 2013 Salı

Afişlerle Korece - 연애의 온도 (Aşkın Derecesi)

Öyle bildiğimiz klasik aşk filmlerinden biri değil, gerçekten de sıradan, gerçek hayattan bir aşk hikayesi kavgası gürültüsü ve yaşanılan hisler.
Umarım siz de beğenirsiniz...
iyi seyirler


맛있니? Lezzetli mi?
응! 왜? Hıhı neden?
밥이 넘어가? Yemeyecek misin? (Yemek kaldı)
아 왜 또? Evet, yine ne oldu?
됐다. 됐어 Boşver unut gitsin

연애가 월래 이런 건가요?
Aşk gerçekten böyle birşey mi?

연애의 온도
Aşkın derecesi


Koredeki kazılar sonucu bulunan 500 yıllık mektup

Geçenlerde, Andong National Universitesi araştırmacıları Andong şehrinde yaptığı kazı çalışmaları sonucu 16. yüz yılda yaşamış Goseong Yi Clan'ına bağlı 30 yaşında vefat eden Eung-tae isimli kişinin mumyasın buldu. Bir erkek mumya buldukları için sevinen arkeologlar kişinin sakalının ve elbiselerinin hala korunduğunu görmüşler. Buna bağlı olarak o zamanın giyim şeklini de öğrenmiş oldukları için çok sevinmişler.. Ben de olsam sevinirdim :)

Blog'uma konu olmasının sebebi ise Eung-tae'nin göğsü üzerine katlanıp bırakılmış 500 yıllık mektup. Bu mektubu kim mi yazmış? Tabi ki arkasında bıraktığı hamile eşi. Bir de o zamanın ayakkabısı (sandalet gibi birşey) da varmış mumyasının yanında...

1582'de ölümünden sonra hamile eşi tarafından yazılan ve Eung-tae'nin göğsü üzerinde saklanan AŞK mektubu...
편지 = mektup
부부 = çift
남편 = eş, koca
아내 = eş, karı

Mektubun türkçesi (ingilizceden çeviriyorum, bu yazıyı okumaya ve anlayama çalışmak bir hayli zamanımı alır)

"Won'un babasına, 
1 Haziran, 1586
Herzaman derdin ki "Sevgilim, saçlarımız aklaşana kadar birlikte yaşayalım ve aynı gün ölelim." Bensiz nasıl gidebildin? Ben ve küçük oğlumuz kimi dinlemeli ve nasıl yaşamalıyız? Nasıl benden önce giderbilirsin?

Nasıl benim kalbimi kazandın ve nasıl kalbini kazandım? Ne zaman sırtüstü uzansak sen bana sorardın "Diğer insanlar da birbirini seviyor mudur bizim gibi? Onlar da gerçekten bizim gibiler mi?" diye. Tüm bunları arkadanda bırakıp nasıl benden önce gidebildin?

24 Kasım 2013 Pazar

2NE1 그리워해요 Kalbim Seni Özlüyor (Seni Özlüyorum)


2NE1'in yeni şarkısı "Özlüyor / 그리워해요 "
**그립다 = özlemek
**그리워요 = (Ben) özlüyorum
**그리워해요 = (O) özlüyor




그렇게 너무 편하게 굴지 마요
Öyle çok rahatmış gibi davranma (yı kes)

아직 너와 난 남남이니까
Çünkü hala sen ve ben yabancıyız

어린애처럼 보채지 좀 마요
Küçük çocuk gibi sızlanmayı kes

아직 시작도 안 했으니까
Çünkü henüz daha başlamadım bile

아이들의 불장난 같은 사랑은 싫어
Çocukların ateşle oynamasına benzer aşkı istemiyorum

중급 한국어2 -는 중이다, 만 해도, -는다면서요



-는 중이다, 만 해도, -는다면서요

-는 중이다 şuandaki işlemi tanımlamak için kullanılır. 고 있다 ile aynı anlamdadır. Şimdiki zaman eki gibidir.
 is used to express present-progress. It is usually replaced with -고 있다 and N중이다` is also frequently used instead.

Kullanım: (ayrıntılı anlatım için tıklayınız.)
*****************
Fiil + -는 중이다 
İsim + 중이다
*****************

다이어트를 하 + 는 중이에요 = Diye yapma + nın ortasında
이메일을 보내 + 는 중이에요 = E-mail gönderme + nin ortasında


-만 해도 zamanla değişen şeyleri tanımlarken kullanılır. Geçmişe dair net bir şey hatırlanırsa kullanılır.
is used to express things that have changed over time. It is used when one has relatively a good memory of the past

중급 한국어2 -은 채로/~ şekilde, -고 보니/-ınca gördüm ki, -고 말았다/-eyazmak

-은 채로, -고 보니, -고 말았다


1) -은 채로 bir durum değişmeden diğer duruma geçildiğinde ortaya çıkan şeyler için kullanılır.
is used when something had occured and the next action happened with its status unchanged

A.왜 웃어요?
Neden gülüyorsun?

B.민호 씨가 입을 벌린 채로 자고 있어요
Minho bey ağzı açık uyuyor / minho bey ağzı açık şekilde uyuyor.

A. 왜 옷이 다 젖었어요?
Neden kıyafetlerin ıslandı?

B.옷을 입은 채로 바다에 들어가 수영했어요
Kıyafetlerimle denize girip yüzdüm
=Kiyafetlerim üzerimdeyken / Giyinik şekilde denize girip yüzdüm.

중급 한국어2 -잖아요/(biliyorsun) ya, -던/-dığı, -는 바람에/-ması sebebiyle

Korece Orta 2 kursuna gitmedim. kitabını almıştım ve o kitaptaki gramerleri burada paylaşacağım, kısa ve öz bir şekilde. Sorularınız olursa rahatlıkla sorabilirsiniz.

Resimleri gramer ekine uygun şekilde internetten bulup paylaşmaya çalışacağım. Bu sayede daha hayatın içinden cümleler görmüş olacağız.

Gramer ekleri;
 1)-잖아요,
2)-던,        
3)-는 바람에

Aşkım... hislerimi/kalbimi biliyorsun (zaten)


1) -잖아요 Karşı tarafın konuyu zaten bildiğini biliyorsak/ düşünüyorsak kullanılır.
is used when the speaker talks about something that he or she assumes the listener already knows

Kullanım
**************
Fill +잖아요
Isim + 이잖아요
**************

알다 bilmek > 알 + 잖아 = 알잖아 (zaten) biliyorsun ya
보다 görmek, bakmak > 보 + 았잖아 = 봤잖아  (sen de) gördün ya (zaten)

A. 마이클 씨는 우리하고 같이 운동 안 해요? 지난번부터 안 보여요.
= Maikıl bey bizimle birlikte neden spor yapmıyor? Geçen seferden beri görünmüyor.

B. 지난주에 이사를 갔잖아요. 몰랐군요
=Geçen hafta taşındı ya. Demek bilmiyordun.

Günün Cümlesi-그녀는 어젯밤에 도착했습니다.



그녀는 어젯밤에 도착했습니다.
O, dün akşam vardı

**그녀 = (Kadın) O
**어젯밤 = dün akşam
**도착하다 = (bir yere) varmak 
**았/었/였(습니다)= geçmiş zaman eki (kibarlık eki)


모든 사람들이 도착하면 회의를 시작하겠습니다.
Herkes geldiyse toplantıya başlayacağım.

Kore mi? Korece mi? Oppa mı?



Son günlerde karşılaştığım, duyduğum, gözlemlediğim bazı saçmalıklar dizisi sonucu insanlarımızın ya da kızlarımızın diyeyim bir tür kavram karmaşası içinde olabileceğini düşündüğümden dolayı böyle hiç yazmak istemediğim bir yazıyı yazıyorum şuan...

Bu kavramlar neler mi? Başlıkta da okuduğunuz gibi "Kore" / "Korece" / "Oppa" kavramaları.

Biliyorum ve anlıyorum diyemiyorum... daha doğrusu anlamaya çalışıyorum fakat bir türlü şu "OPPA" manyaklığını, çılgınlığını, takıntılılığını çözemiyorum. Tam olarak nedir istediğiniz? Gerçekten anlamlandıramadığımdan bunu soruyorum, hani belki olur da birileri cevaplar ben de (olur ya bir ihtimal) anlayabilirim diye.

İstediğiniz tam olarak nedir? Kore hakkında gerek kültürü, tarihi, sanatı hakkında bilgi edinmek mi? Korece öğrenmek mi? yoksa sadece OPPAAAA diye çağırabileceğiniz bir koreli erkeğinin elinizi uzattığınız uzaklıkta olması mı?

Kusura bakmayın ama o kafanızda canlandırdığınız, dizilerde gördüğünüz OPPA kavramı ile gerçek hayattakiler çok başka!.. Keşke sadece dizi izlemeyip biraz da gerçek hayattan yazılar okusanız, kore ile ilgili belgesel tarzı gerçek hayatı anlatan birşeyler izleyebilseniz.

Gel gelelim 오빠 oppa kelimesinin kelime anlamına, kızların kendilerinden (bir yaş dahi büyük olsa) büyük erkeklere hitap şekli. Çoğu kişi bunun "sevgili" için söylendiğini düşünüyor da.. Belirteyim dedim.

Amacınız bir oppa'ysa bile o zaman gidin ve kore aile yapısını bir araştırın, o katı kuralları gördüğünüzde hala bir koreli oppa istiyorsanız size gittiğiniz yolda başarılar ve mutluluklar diliyorum.

Hayatımdaki, tanıdığım koreli arkadaşlara bu "oppacı" (kusura bakmayın) sapıklar yüzünde "oppa" diye hitap et demelerine rağmen sadece isimleriyle hitap ediyorum. İnsanları o kadar çok korkutmuşlar ki anlatamam.

Duyduğum, şahit olduğum bir kaç örnek;
"Bir koreli oppa görürsen hemen öpeceğim"
"Ayyyy dokunsam mı acaba?" diye koreli çocuğun arkasından el uzatmalar, tanımıyor çocuğu ama sapıklık ya dokunmak istiyor. Neden? Çünkü O bir OPPA

Facebook'ta ise sacma sapan grup isimleri ve boş boş paylaşımlar yapan gruplar ve onların çılgın takipçileri...
Birisi özel hayatını döküyor ortaya, korece tek bir kelime yok, bizim meraklı (neye bu merak anlayamadım kore mi? korece mi? oppa mı?) milletimiz hemen oraya üşüşmüş yazıları merakla bekliyor. Şaka gibiler ve biraz da kabus!..

Yani hani diyorum ki "olsun insanlar birşeyler paylaşıyor, birileri de faydalanıyor" ama kardeşimm BU NE YAA!! YUH ARTIK" dedirtecek içerikler, saçma sapan sataşmalar felan..
(ahh ben gerçekten çok sinirlenmişim galiba)

Amacı kore hakkında birşeyler ve korece öğrenmek isteyen tüm arkadaşlara sonsuz saygılarımı sunuyorum, ve diyorum ki lütfen OPPACI'lardan uzak durun, hastalıklı insanlar onlar.. bunun başka türlü bir açıklaması olamaz :)

Saygı ve sevgilerimle, :)


22 Kasım 2013 Cuma

Korece -(으)니까 -dığı için eki

"Meşgulüm, o yüzden tekrar arama!"
바빠요. 그러니까... Meşgulüm. O yüzden....

Emir, istek ve soru cümlelerinde kullanılır. Anlam olarak, "-dığı için, için, o yüzden" gibi anlamlar katar. 그러니까 ile aynı anlama gelmektedir. 그러니까 yeni bir cümleye başlarken kullanılırken (으)니까 eki sebep göstererek iki cümleyi bir birine bağlar.
İsim ile birlikte kullanılmak istendiğinde ise "isim + 이다" yapısı kullanılır. Öneri ve emir cümlesi olacağından dolayı bitiş cümlesinin de o şekilde olması gerekmektedir.

 (으)니까 ve 아/어/여서 ekleri birbiriyle karıştırılıyor. Fakat yukarıda da söyledeğim gibi, istek, emir ve soru belirtmiyorsa, "Geç kaldığım için özür dilerim-늦어서 미안해요" gibi bir düz cümle ise  아/어/여서 eki kullanılmalı.

Örnek :

**봄 : bahar > 봄 + 이 + 니까 >  봄이니까
**바쁘다 : meşgul olmak, yoğun olmak >  바쁘+ 니까 >  바쁘니까

1.
가: 분홍색하고 갈색 티셔츠 중에서 오느 것이 좋아요?
A : Pembe renk ve siyah renk tişört içinden hangisi daha iyi?

나: 봄이니까 밝은 색갈로 사세요.
B : Bahar olduğu için açık renkli olanı alınız. (öneri var)

2.
가 :  뭘 타고 갈까?
A : Neye binip gidelim?

나:  빨리 가야 하니까 택시를 타고 갑시다
B : Çabucak gitmemiz gerektiği için taksiye binip gidelim.

3.
지금 바쁘니까 나중에 다시 전화하세요
Şuan meşgul olduğum için daha sonra tekrar arayınız.

4.
백화점능 비싸니까 할인 매장에 가 보세요
AVM pahalı olduğundan dolayı / olduğu için outlet mağazasına gidiniz.

5.
이 영화는 재미있으니까 꼭 보세요
Bu film çok güzel, o yüzden muhakkak izleyin
Bu film çok güzel olduğu için muhakkak izleyin

10 Kasım 2013 Pazar

Korece Hikaye Kitabı-1 젊어지는 샘물, 혹부리 영감, 금도끼와 은도끼

Korece hikaye kitapları okumaya başladım ve hikayeleri yazamasam da bilmediğim kelimeleri buraya not edip, hem kendim için hem de öğrenmek isteyenler için paylaşmak istedim.

1. Hikaye
젊어지는 샘물 Gençleştiren su



2. Hikaye
혹부리 영감 (Büyük) Benli İhtiyar 1
2 3

3.ise
금도끼와 은도끼 Altın balta ve gümüş balta izle

**********
Kelimeler
**********


가만히 |, hiçbirşey yapmadan durmak,| 아무것도 하지 않고
거짓말쟁이 | yalancı , | 거잣말을 잘하는 사람
걸음걸이 | yürüyüş şekli, | 걸음을 곧는 모양
겁이 나다 | korkmak, korku ortaya çıkmak |무서운 마음이 생기다
게다가 |üstelik, bir de |그뿐만 아니라
견디다 | dayanmak; katlanmak (bear, subsist, endure, stand, put up with) | 참아 이기다
고개를 젓다 | başı sağa sola sallamak, hayır anlamında| `아니요`라는 뜻으로 머리를 좌우로 흔들다
곧장 |dosdoğru; direk; öne doğru (straightly)| 바로
골짜기 |vadi | 산과 산 사이에 V자 모양으로 깊게 들어건 곳
궁금하다 |merak etmek, bilmek istemek | 알고 싶다
금도끼 | altın balta | 금으로 만든 도끼
금세 |hemen, cok kisa surede | 빨리, 금방, 잚은 시간 안에
기가 막히다 |şaşırıp kalmak | 순간 말이 안 나올 만큼 놀라다
기르다|beslemek; yetiştirmek (raise)| 보살펴서 자라게 하다
* 보살피다 : (hasta, yaşlı vb.bir kimseye) iyi bakmak (take care of, care for)
길이 들다 | | 물건을 오랫동안 사용해서 쓰기 좋게 되다
깜빡 | aniden | 순간적으로 잠깐
꺼내다 |dışarı çıkarmak (pull out) | 안에서 밖으로 나오게 하다

6 Kasım 2013 Çarşamba

Resimlerle Korece-생각대로...


생각대로 살지 않으면 
Düşündüğün gibi yaşamazsan
생각 = düşünce
(-는/은)대로 = gibi, aynen; ...e göre (as, like, just as, in accordance; according to)
살다 = yaşamak
-지 않다 = olumsuzluk eki
-으면 = -se, -sa, eğer


사는대로 생각하게 된다
Yaşadığın gibi düşünmeye başlarsın
살다 = yaşamak
-게 되다 = bir durumdan başka bir duruma geçildiğini belirtir

Farklı örnekler : 
*마음대로 해
= İstediğin gibi yap
= Ne halin varsa gör

* 미안하게 됐어
=Üzgünüm

**그대로 = olduğu gibi; aynen (as it is)
**있는 그대로 = olduğu gibi, samimiyetle (as it is, frankly)
**되는대로 = rasgele, gelişgüzel (at random, at haphazard)
**될 수 있는 대로 = mümkünse, mümkün olduğu kadar (if possible, as..as possible, as...as one can)

5 Kasım 2013 Salı

Günün Cümlesi-텔레비전은 거실에 있습니다.



텔레비전은 거실에 있습니다.
= Televizyon oturma odasındadır.
= TV oturma odasında var

텔레비전 [tel-le-bi-jeon]
1.televizyon, TV

-은 [eun]
1. (konu eki)
2. (vurgulama eki)
3. (fiili isim yapma eki, geçmiş zamanda)
4. (zarfı isim yapm eki, geniş zaman)
5. gümüş (metal)

2 Kasım 2013 Cumartesi

Korece "Fiil/Sıfat + 지 않다" eki



Fiil veya Sıfattan sonra gelir, cümleye olumsuzluk anlamı katar. Sesli harfle ya da sessiz harfle bitmesi farketmiyor. Hepsine + 지 않다 eki geliyor. Fiilden önce gelen 안 eki ile aynı anlamı taşır.

**가다 [ga-da] = gitmek
가 + 지 않다 = 안 가다 = gitmemek

**읽다 [ilg-da] = okumak
읽지 않아요 = okumuyorum
안 읽어요 = okumuyor

**예쁘다 [ye-ppeu-da] = güzel olmak
예쁘지 않아요 = güzel değil
안 예뻐요 = güzel değil

Not: + 지 않다 eki, 알다 (bilmek), 깨닫다(farketmek), 지각하다(algılamak), 인식하다(hatırlamak) filleriyle kullanımaz. Kullanılır fakat biraz kaba olur.
"Seni tanımadım" demek yerine "Seni tanıyamadım" demek daha uygundur.

1 Kasım 2013 Cuma

Korece'de en çok karıştırılan ekler 이/가 - 은/는 - 을/를



Özne, konu ve nesne ekleridirler. Genellikle özne ve nesne eklerinin kullanım yerleri insanın aklını karıştırıyor. Ama ne kadar çok örnek yaparsanız anlamanız da o kadar çabuk olur.

A. - 을/를 = Nesne eki
B. -이/가  = Özne eki
C. - 은/는  = Konu eki

A. 을/를 nesne ekidir. Öncelikle anlaması en kolay olan nesne ekinden - 을/를'dan başlayalım. Nesne, işlemi yapan değil etkilenendir. Kelime sesli harf ile bitiyorsa yani badchim yoksa 를, tersi ise 을 eki geliyor.

나는 피자 먹었어요
Ben pizza yedim

나는 피자 먹었어요
Ben pizzaYI yedim derken ki "YI" eki korecedeki - 을/를 ekine denk gelmektedir.

Resimlerle Korece - Anneye süpriz hediye

MBC kanalında yayınlanan 나 혼자 산다 (Yalnız Yaşıyorum) programından alıntı karelerle Resimlerle Korece başlığımıza devam edelim. İlgili kaydı izlemek için tıklayınız.

Artık Anneye hediyeyi açıklama zamanı
이제 = şimdi, artık
어머니 = anne
-에게 = -e, -a
선물 = hediye
공개하다 = açıklamak
아/어/야 하다 = zorunluluk eki
ㄹ/을 = gelecek zaman eki, nesne eki
시간 = zaman


Süpriz hediyeyi beğenecek mi?
깜짝 = süpriz
선물 = hediye
좋아하다 = beğenmek
시 = fiile saygı ifadesi katar
ㄹ까/을까? = acaba anlamı katar

Kore Kültürü 문화 - 씨름 Kore Güreşi


씨름은 한국에서 옛날부터 남자들이 즐겨 했던 전통 경기다, 주로 단오 (음력 5월 5일)나 추석 (음력 8월 15일) 때 많이 했는데, 씨름 경기가 열리는 날에는 각 지방의 힘센 장사들이 모여들었다.

Ssireum (Sirım) yani bildiğimiz güreş, Korede önceden beri erkeklerin eğlenerek yaptığı geleneksel bir spor müsabakasıdır. Genellikle DANO (ay takminize göre 5. ayın 5. günü) veya Çusok'ta (8. ayın 15. günü) zamanlarında çokca yapılırdı. Ssirım müsabakasının açılış gününde çevre köylerdeki güçlü erkekler toplanırdı.