1) 못지않게/Sadece onu değil...
İkinci bir eylemin derecesi birinci kadarsa onu belirtmek için kullanılır.
Örnek :
가: 캐롤 씨가 한국어를 잘하지요?
A : Carol Ssi, koreceyi çok iyi konuşuyor değil mi?
나 : 네, 한국어 못지않게 일본어도 잘해요
B : Evet, Sadece koreceyi değil, japoncayı da iyi konuşuyor
B : Evet, Korece kadar japoncayı da iyi konuşuyor.
~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~
2) -을까 했는데/-caktım ama / niyet etmiştim ama
Bir şeyi yapmayı planlamışken fikri değiştirdiğinde kullanılır.
Örnek :
가 : 버스를 타고 갈까 했는데, 피곤해서 택시를 탔다.
A : Otobüse binip gidecektim ama yorgun olduğum için taksiye bindim.
가 : 콜라를 준비할까 했는데, 할아버지께서 오신다고 해서 인삼차를 준비했다
B : Cola hazırlayacaktım ama büyükbabam geleceği için ginseng çayı hazırladım.
~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~
3) -대요/(duydum ki)-mış
Üçüncü kişiden duyduğunuz bir şeyi diğer kişilere aktarırken kullanılır.
Örnek 1:
가: 상우 씨는 아직 안 왔어요?
= Sangwu Ssi hala gelmedi mi?
나: 네, 차가 막혀서 조금 늦게 온대요.
= Evet, Trafik olduğu için biraz geç gelecekMİŞ.
Örnek 2 : 한 번에 많이 하는 것보다 조금씩 자주 운동하는 것이 좋대
= Bir kere de çok fazla spor yapmaktan ziyade sık sık spor yapmak daha iyiyMİŞ.
Örnek 3 : 맛있대요 = Lezzetliymiş (Birisi lezzetli dedi, duydum)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder