31 Aralık 2013 Salı

Korece yeni yıl tebrikleri



Eveettt... Koskoca bir yılı daha devirdik ve yeni yeni umutlarla yeni yıla hazırlanıyor, yeni yılı bekliyoruz.

Koreli arkadaşlarınızın yeni yılını kutlamak kutlamak için kullanabileceğiniz cümleler;

새해 복 많이 받으세요
Mutlu Yıllar / Yeni yılınız kutlu olsun 
(lit. Yeni yılda huzur mutluluk çok alın)

biraz daha resmi ifadesi;

새해 복 많이 받으십시오
Mutlu Yıllar

메리 크리스마스
Mutlu Noeller

 새해 복 많이 받고, 건강하고, 행복하세요
Yeni yılınız kutlu, sağlıklı ve mutlu geçsin

새해 복 많이 받으시고 항상 행복하세요
Yeni yılınız kutlu olsun ve her zaman mutlu olunuz.


Kelimeler
**새해 = yeni yıl
**복 = kutlu, mutluluk, huzur
**많이 = çok
**받다 = almak
**-으세요 / 으십시오 = emir cümlesini resmi bir şekilde bitirmek için kullanılır
**항상 = her zaman

29 Aralık 2013 Pazar

았/었/였더라면 Korece "-miş olsaydı" eki

죽을 만큼 사랑했더라면 좋았을 텐데
Ölecek kadar sevmiş olsaydı iyi olurdu

과가의 일에 대해 사실과 반대로 가정해서 뒤에 어떠한 결과 나타날 것을 예상할 때 쓴다. 주로 과가의 일에 대한 후회나 안타까움을 나타낸다.

Geçmişte olan ya da olmayan olaylara ilişkin bir gerçek ya da sadece tahminle ilgili bir varsayımda bulunurken geçmişe dönüp bir tahmin yürütürken kullanılır. Genellikle geçmişteki olaylara ilişkin bir pişmanlık ya da üzüntü ortaya çıkar.

Kullanım:
*******************
Fiil +  았/었/였더라면
Isim + 였더라면
*******************
  • 가다 -> 았더라면 = 갔더라면 ...= gitmiş olsaydı
  • 먹다  -> 었더라면 = 먹었더라면  ...= yemiş olsaydı
  • 마시다  ->  였더라면 = 마셨더라면 ...= içmiş olsaydın
  • 읽다  ->  었더라면 = 읽었더라면 ...= okumuş olsaydı
  • 하다  -> 했더라면 = yapmış olsaydı
  • 있다 -> 있었더라면 = olmuş olsaydı
  • 없다 ->  없었더라면  = olmamış olsaydı

28 Aralık 2013 Cumartesi

Zion.T(자이언티) _ Miss Kim(미스 김) Türkçe çevirisi (Han/Tr)


Bu şarkıyı youtube'de öyle neler var neler yokmuş diye bakınırken buldum,
Dinler dinlemez de Koreli arkadaşım [ki soyadı Kim'dir] aklıma geldi ve bana ayrı bir sevimli geldi. Müzik de ayrıca çok sevimli :)  eğlenceli ^^

 Herkesin bildiği şarkıların çevirisini yapmaktansa, dinlemektense, pek az kişinin bildiği henüz gün yüzüne çıkmamış parçaları bulup çevirmek beni daha çok cezbediyor açıkcası :)

 잘 들으세요 İyi dinlemeler ^^

 

미스 김, 오늘 하루도
Miss Kim (Bayan Kim), bugün yine tüm gün

그대 생각이 나오
Seni düşünüyorum

미스 김, 아
Miss Kim, ah
미스 김, 아아
Miss Kim, ah ah

오 이것이 정녕 사랑이던가
Oh, bu gerçek aşk mı?

그대 생각에 나는 잠 못 드오
Seni düşününce ben uyuyamıyorum

비가 내리오 이 거리 위에
Yağmur yağıyor bu yol üzerine

나 오늘 나 오늘도
Ben bugün de, ben bugün de
(서성거려)
(Bir ileri bir geri adımlıyorum)

미스 김, 오늘 하루
Miss Kim, Bugün tüm gün yine

그대 생각이 나오
Seni düşünüyorum

미스 김, 은 오지를 않소
Miss Kim, Uykum gelmediği için

편지를 써야겠어 아아
(sana) Mektup yazacacağım ahh ahh

쯔즈즌쯘쯘 쯔즈즌쯘쯘 쯔
쯔즈즌쯘쯘 쯔즈즌쯘쯘 쯔, 아
쯔즈즌쯘쯘 쯔즈즌쯘쯘 쯔
jjeu jeujeun jjeunjjeun jjeu

27 Aralık 2013 Cuma

K.Will(케이윌) & Noel(노을) (Jeon Woo Sung)(전우성) _ Perfume(향수) Türkçe Çevirisi (Han/Tr)



Sevdiğim sanatçılardan bir tanesi de K.Will (케이윌), Klip de oldukça güzel olmuş hani :) Beğendim...

향수 = Parfüm
향기 = koku



길을 걷고 있어 사람들 속에서
Caddeyi yürüyorum insanların arasında (içinde)

익숙한 향기에 혹시 네가 있을까
Tanıdık bir koku acaba sen olabilir misin?

잠시 시간이 멈춘 듯 아련한 기억에
Zaman bir süreliğine durmuş gibi, bulanık hatıralara

가만히 서서 주위를 둘러 본다
Öylece durup etrafa baktım

나도 모르게 내 심장이 뛰어
Yine ben de bilmeden (istem dışı) kalbim çarpıyor

향수 냄새를
Bu parfüm kokusunu

내 맘이 기억하나봐
Kalbim hatırlıyor olmalı

다른 사람들은 모를 텐데
Diğer insanlar fark etmiyor olabilir

쓰는 것도 아닐 텐데
Sadece sen kullanmıyor da olabilirsin

흔한 향기에 혼자 멈춰서
Bu ortak kokuya tek başıma durdum

슬프게 한 너의 향기가
Beni üzen senin bu kokun

멈추게 한 너의 향기가
Beni durduran senin bu kokun

부탁할 때 Korece "Rica ederken..." kullanılabilecek kalıplar

Karşımızdaki kişiden bir şey yapmasını isterken, ricada bulunurken kullanılan cümlelerdir. Günlük hayatta da çok sık kullanılıyor.



**부탁 [ bu-tak]= istek, rica
**부탁하다 [bu-tak-ha-da] = ricada bulunmak, istemek, (bir diğer anlamı da yalvarmak)

1. 부탁이 하나 있어요.
= Bir ricam olacak / Bir şey isteyeceğim. (lit: ricam bir tane var)
= I have a favor to ask.

2. 부탁할 게 있는데요.
= Senden bir ricam olacak(tı).
= I have a favor to ask.

3. 부탁 하나만 할게요.
= (İzin verirsen) Sadece bir ricam olacak.
= Let me ask you a favor.

4. 제 부탁 하나만 들어 줄 수 있어요?
= Benim için bir iyilik yapabilir misin? (lit. Benim sadece bir ricamı yerine getirebilir misin?)
= Can you do me a favor?

23 Aralık 2013 Pazartesi

Ali(알리) & Lim Jae Beum(임재범)-I love you(아이러브유) Türkçe Çevirisi (Han/Tr)


Ali (알리) gerçekten severek dinlediğim şarkıcılardan bir tanesi, gerek sesi, gerek yorumuyla harika ^^
Bu şarkısını da yeni fark ettim, gerçi yeni çıkmış o da ayrı :)
İyi dinlemeler, umarım siz de seversiniz




난 이제 모든걸 다 버렸어
Ben artık her şeyi hepsini attım

사랑도 너에대한 어떤 기대
Aşkı da Sana dair beklentilerimi de

처음부터 내 욕심이 컸나봐
Galiba başından beri aç gözlülüğüm büyüktü (çok aç gözlüydüm galiba)

내가 갖지못할 사랑이었어
Benim sahip olamayacağım bir aşktı

변명조차 할수가 없어
Ben, bahane bile sunamıyorum

가슴에 그냥 묻어두고 있을뿐
Sadece kalbime gömüyorum

남자로서 차마 하지 못할 말들이
Erkek olarak kesinlikle söyleyemeyeceğim sözler

작은 내 가슴속에 맴돌고 있어
Küçük kalbimde oyalanıyor

19 Aralık 2013 Perşembe

Korece -(으)ㄹ 테니(까) Eki



Karşınızdaki kişiden birşey yapmasını isterken, sorarken, varsayımda bulunurken kullanırız. "Ben bunu yapacağım o yüzden sen de şunu yap" derken kullandığımız "-cağım o yüzden" ifadesine denk gelmektedir.

Ya da karşı tarafa yaptığı şeyle ilgili öneride bulurken de kullanılır.

-테니(까)  kombinasyonu 터  ve -이니(까)'nın birleşiminden meydana gelir. 터 =  "yer, zemin, kuruluş" gibi anlamlara gelmektedir.

Kullanımı;
*********************************
(sesli harfle bitiyorsa) Fiil +  ㄹ 테니(까)
(sessiz harfle bitiyorsa) Fiil + -을 테니까

*까 ifadesini kaldırabilirsiniz.
*********************************


이건 제가 할 테니까,  그건 네가 하세요
Bunu ben yapacağım, o yüzden şunu sen yap (siz yapın) gibi.
Bunu ben yapacağım, o yüzden senden şunu sen yapmanı istiyorum 

gibi anlamlara gelmektedir.

İki farklı cümlede de söyleyebiliriz, şu şekilde: 

이건 제가 할 거예요. 그건 네가 하세요
Bunu ben yapacağım. Şunu siz yapınız gibi.


Örneklerle devam edelim : 

1.
이건 제가 할 테니까, 걱정하지 말고 쉬세요.
= Bunu ben yapacağım (için/o yüzden) merak etme dinlen.
= I will do this, so don’t worry and get some rest.

18 Aralık 2013 Çarşamba

성시경 (SUNG SI KYUNG) - 너에게 (To you) Turkçe Çeviri (Han/Tr)

Henüz diziyi izleme fırsatım olmadı... Arkadaşımın isteği üzerine bu şarkıyı çevirdim ; "Ece Yıldırım"
İyi seyirler ve dinlemeler

응답하다 = cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek
응답하라 = Cevap ver



..

너의 말들을 웃어 넘기는 나의 마음을 너는 모르겠지
Sözlerine gülüp geçen benim kalbimi bilmiyorsun

너의 모든 걸 좋아하지만 지금 나에겐 두려움이 앞 서
Senin her şeyini seviyorum ama şuan "korku" önümde duruyor

너무 많은 생각들이 너를 가로막고는 있지만
Bir çok düşünce seni engelliyor ama

보고 웃어주는 네가 (그냥 고마울 뿐이야)
Bana bakıp gülümseyen sana (minnettarım -tek diyebildiğim bu- )

너는 아직 순수한 마음이 너무 예쁘게 남았어
Senin, o temiz kalbin hala çok güzel (kaldı)

하지만 나는 왜 그런지 모두가 어려운걸
Ama, bilmiyorum neden her şeyin bu kadar zor olduğunu

세상은 분명히 변하겠지
Dünya kesinlikle değişecek

17 Aralık 2013 Salı

Resimlerle Korece- 삶이란....Hayat (denilen şey)




"삶이란,
폭풍이 지나가는 것을 기다리는 것이 아니라
비와 함께 춤을 추는 걸 배우는거야!"

Hayat (denilen şey),
Fırtınanın geçmesini beklemekle değil,
Yağmurla birlikte dans etmeyi öğrenmekle alakalıdır.

Kelimeler : 
**삶 = hayat
**-이란 = -이라는 것은 = -denilen şey
**폭풍 = fırtına
**지나가다 = geçip gitmek
**지나가는 것 = geçip gitme (isim yapılıyor)
**기다리다 = beklemek
**아니 = hayır,
**비 = yağmur
**-와 = ile, birlikte
**함께 = birlikte
**춤을 추다 = dans etmek
**춤을 추는 것 = dans etme
**배우다 = öğrenmek
**-는거야 = dır, -dir

Kaynak : https://www.facebook.com/planetdream


8 Aralık 2013 Pazar

Dong-da Sallim (동다 살림) Kore Çay Kültürü


동다 살림 Dongd-da Sallim çay içme görgü kurallarının bir çeşididir.

동다 [Dong-da] Kore kültür ve tarihinin temelindeki Kore'nin güzelliğini yeniden keşfetmek için yaratılmış Kore çay kültürü anlamına gelir. Buradaki Dong [東-Çince Doğu demek] kelimesi güneş, doğum ve eskiyi yeniden algılamanın memnuniyetini ifade eder.

Çay Seremonisi Prosedürü

1. Çay Seremonisi Çanı [다고 타종] : Kore, gökyüzünü beş ana renk ile ifade edip, seremoni kurarken gökyüzünü açma anlamında 5 kez çanı çalar. Çayın kokusunun çan sesiyle birlikte boşluğa yayılması bütün varlıklara mutluluklar dilemesi anlamına gelir.

2. Jopae (isim levhası) [조패] : Davet edilen misafirlerin adı, takma adı, önemli tecrübelerinin yazıldığı isim levhasıdır ve çay içilen yerin nezaket kuralları ve yüceliğini ifade eder. Budist tapınaklarındaki saygı kurallarında yer almıştır.

3. Oturacak Yeri Seçme [앉을 자리 정하는 법] : Davetli kişinin toplumdaki güç, onur ve tanırlılığından ziyade çay kültürü konusunda en tecrübeli kişiye saygı gösterilir. Çay içilen yerin saygınlık ve görgü kuralları içindir.

4. Kokuyu yaymak [형 피우기] : Çay içilen yerin güzel kokmasını sağlamak içindir. Ayrıca Budizm'deki çayın kokusunun vücuda sinerek bu dünyanın pisliklerinden arınması düşüncesi sebebiyledir. Çayı içen kişi bu sayede ruhsal bir arınma yaşayarak, saygı ve özveriyi ön planda tutar.

5. Çiçek [꽃 한송이] : Çay içilen odanın içindeki çiçekle, Şaman devrinde yapılan ayinlerden biri sembolize edilmesi amaçlanır. Şaman, Tanrıyla konuşması sırasında büyük bir ağacın altında ayin yapmıştır. Bu ağaca ebediyen göğün kutsallığını sindiği için, günahkar kişi bu ağacın altında günahlarından arınır. Bu efsaneyi bir adet çiçek şeklinde uygulamışlardır.
Bunun anlamı ise şöyledir; çiçeğin üzerindeki tohumlar ayrı ayrı toprağa ekilirse her bir tohum tekrar bir çiçek olur ve tekrardan bu çiçeklerin üzerinde tohumlar çıkar. Aynı şekilde çay içilen odadaki buluşmanın da güzel ilişkiler doğurmasını dilerler.

6. Mendil Sermek  [찻수건 펄치기]: Budistlerin yemek yemeden önce yere mendil serip onun üzerinde yemek yeme uygulamalarıdır. Bu sayede kendilerine mütevaziliği öğretiyorlardı. Mendili açarken bir köşesinin hafifçe kaldırılıp atılması Kore geleneksel danslarından biri olan Salpuri dansı figürlerinden beyaz mendil atma haraketinde görülebilir. Misafiri mutsuzluk ve kötü şanstan arındırmak anlamındadır.

7. Çay içilen yerde açılan mendilin katlanması [찻자리에 펐던 자리수간 거두어 접기] : Kendi hayatını kendi sorumluluğnda kabul edip doğru ve yanlışlarını kendince toplayıp yüklenerek, aydınlık bir yaşam dilemesi anlamındadır.

8. Çay Fincanını Yıkama [찻그릇 씻기] : Bir an da olsa dünyevi kirleri temizleyerek daha aydın bir ruhla ayrılmayı arzulamak anlamına gelip, kendini sınava çekme ve tövbe etmeyi de ifade eder. Ayrıca misafirin çay içeceği fincanı yıkayarak misafire iyi niyet göstermenin bir işaretidir.

9. Fincanı doldururken çıkan ses [그릇 씻은 물 따르는 소리내기] : Sükunetin içine doğru yapılan bir meditasyondur.

10. Fincanı yıkadıktan sonra mendille kurulamak [씻은 다완을 수간으로 닦기] : Sağ yöne doğru üç defa kurulamak, geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekteki hatalar için af dilemek anlamında olup, sola doğru mendil çekerek kurulamak ise evrenin enerjisini çay fincanına koyarak misafire ikram etmektir. Bu kural Matra'nın dairesel desenlerinden gelmektedir.

11. Fincanın sıcak su ile çalkalanması [더운 물로 차완 덥히기] : Misafiri rahat ettirmek için gösterilen içtenlik ve çayın tadını daha güzel kılmak için yapılan eylemdir.

12. Çay seremonisi Çanı [다고 타종] : Seremoni biterken gökyüzünü kapatmak anlamında 5 kez çan çalınır ve seremoninin bittiğini bildirir.


3 Aralık 2013 Salı

Korece Hikaye Kitabı-2 진주를 먹은 거위 (İnciyi yutan kaz)

선비 = 옛날에 양반 계층의 남자로 학문을 연구하던 사람
[Alim, bilgin, öğretmen]

똑똑하다 = 머리가 좋다
[Zeki, akıllı (aklı iyi = zeki)]

초라하다 = 입고 있는 옷이 오래 되고 값이 싸 보이다
[zavallı, aciz; kılıksız, adi (shabby, poor-looking, mean, miserable)]

주막 = 예전에 길거리에 있던 술집 겸 여관
[lokal, han (eskiden caddelerde olan meyhane ve motel)]

헛간 = 쉽게 막 쓰는 물건을 쌓아 두는 곳
[ahır, kulube (shed, barn)]

울음을 터뜨리다 = 갑자기 크게 울다
[ağlayış koparmak (birden bire ağlamak)]


가난한 선비
Yoksul Alim

옛날 오느 마을에 한 선비가 살았다.
(Bir zamanlar) Eskiden mahallenin birinde bir alim yaşardı.

선비는 똑똑하지만 가난했다.
Alim, zeki ama fakirdi.

입은 옷도 초라했다.
Giydiği kıyafet de eskiydi

선비는 주막을 찾았다.
Alim, han (motel) buldu.

"자고 갈 이 하나 있습니까?"
Uyuyacağım bir oda var mı?

선비가 주막 주인에게 물었다.
Alim han sahibine sordu.

"지금은 빈방이 없습니다"
Şuan boş oda yok.

주막 주인이 선비에게 말했다
Han sahibi Alim(in sorusunu) cevapladı. (söyledi)

"방이 없으면 헛간이라도 좋습니다"
"Oda yoksa kulübe ya da ahır da olur."

30 Kasım 2013 Cumartesi

Repliklerle Korece Karma




난 다시 혼자 남았다.
Ben yine yalnız kaldım. 

어떻게 살아야 할 지 모르겠다. 
Nasıl yaşayacağımı / yaşamam gerektiğini bilmiyorum. 

누군가가 내 인생을 결정해주었으면 좋겠다. 
Biri benim hayatıma yön verse keşke. 

누군가가 시키는대로, 누군가가 떠미는 대로 어디론가 떠밀리며 단순하게 살고싶다. 
Birilerinin dediği gibi, birilerinin ittiği gibi biryerlere itilerek basit bir şekilde yaşamak istiyorum.

무언가를 선택해야 한다면 그건 내가 결정해야하고
Birşeyi seçmek zorundaysam ona ben karar vermeliyim.

그리고 그 결정은 오로지 내 행복을 위해서다. 
Ayrıca o karar  tamamen benim mutluluğum için

28 Kasım 2013 Perşembe

케이윌 (K.will )- 촌스럽게 왜 이래 (Niye böyle görgüsüzce dayranıyorsun) (You don't know love)




촌스럽게 내게 왜이래...
**촌 : köy; taşra
**촌스럽다 : kaba, görgüsüz, modası geçmiş, eski kafalı (boorish, rustic, unfashionable, old-fashined)

변했다는 말 영혼이 없단 네 말
Değiştimi, samimi olmadığımı

사랑이 식었다... 그건 아니야
Aşkımın bittiğini (soğuduğunu) söyledin... Ama, öyle değil

피곤해 그래. 딱 오늘만 참아줄래
(Sadece) yoruldu o yüzden. Yalnızca bugün tolerans gösterecek misin?

/*Nakarat*/반복*/
왜 너만 생각해
Niye sadece kendini düşünüyorsun

가끔 아무 말도 안 해도 그냥 있어줄래
Bazen hiçbirşey söylemesem de öylece duracak mısın?

그게 그렇게 어려운거니?
Bu o kadar zor birşey mi?

그만 좀 날 괴롭히고 숨 쉴 수 있게 만들어줘
Beni rahatsız etmeyi bırak ve bana biraz nefes aldır

Korece -(이)나 다름없다 (-ndan farksızdır, -gibidir) eki


Yalan söylemekten farksız...
Yalan söylemekten farkı yok

Türkçedeki "Annem gibidir, annemden farksızdır" cümlesindeki anlamı katar cümleye. Kıyaslanılan şey diğer bir şeyle neredeyse aynıysa "-(이)나 다름없다" eki kullanılır.
다르다 = farklı olmak
다름  = farklılık
없다 = olmamak, yok


Kullanım:
*********************
İsim + -(이)나 다름없다 =...-den farksızdır, farkı yoktur
Fiil + 는 것이나 다름없다 = ..mekten farksızdır

A는 B나 다름없다 = A, B'den farksızdır / A, B gibidir
*********************

어머니 = Anne
어머니 + 나 다름없어요 = Annemden farksızdır, Annem gibidir.

할아버지는 부모님이나 다름없어요
Dedem anne babam gibidir.

26 Kasım 2013 Salı

Afişlerle Korece - 연애의 온도 (Aşkın Derecesi)

Öyle bildiğimiz klasik aşk filmlerinden biri değil, gerçekten de sıradan, gerçek hayattan bir aşk hikayesi kavgası gürültüsü ve yaşanılan hisler.
Umarım siz de beğenirsiniz...
iyi seyirler


맛있니? Lezzetli mi?
응! 왜? Hıhı neden?
밥이 넘어가? Yemeyecek misin? (Yemek kaldı)
아 왜 또? Evet, yine ne oldu?
됐다. 됐어 Boşver unut gitsin

연애가 월래 이런 건가요?
Aşk gerçekten böyle birşey mi?

연애의 온도
Aşkın derecesi


Koredeki kazılar sonucu bulunan 500 yıllık mektup

Geçenlerde, Andong National Universitesi araştırmacıları Andong şehrinde yaptığı kazı çalışmaları sonucu 16. yüz yılda yaşamış Goseong Yi Clan'ına bağlı 30 yaşında vefat eden Eung-tae isimli kişinin mumyasın buldu. Bir erkek mumya buldukları için sevinen arkeologlar kişinin sakalının ve elbiselerinin hala korunduğunu görmüşler. Buna bağlı olarak o zamanın giyim şeklini de öğrenmiş oldukları için çok sevinmişler.. Ben de olsam sevinirdim :)

Blog'uma konu olmasının sebebi ise Eung-tae'nin göğsü üzerine katlanıp bırakılmış 500 yıllık mektup. Bu mektubu kim mi yazmış? Tabi ki arkasında bıraktığı hamile eşi. Bir de o zamanın ayakkabısı (sandalet gibi birşey) da varmış mumyasının yanında...

1582'de ölümünden sonra hamile eşi tarafından yazılan ve Eung-tae'nin göğsü üzerinde saklanan AŞK mektubu...
편지 = mektup
부부 = çift
남편 = eş, koca
아내 = eş, karı

Mektubun türkçesi (ingilizceden çeviriyorum, bu yazıyı okumaya ve anlayama çalışmak bir hayli zamanımı alır)

"Won'un babasına, 
1 Haziran, 1586
Herzaman derdin ki "Sevgilim, saçlarımız aklaşana kadar birlikte yaşayalım ve aynı gün ölelim." Bensiz nasıl gidebildin? Ben ve küçük oğlumuz kimi dinlemeli ve nasıl yaşamalıyız? Nasıl benden önce giderbilirsin?

Nasıl benim kalbimi kazandın ve nasıl kalbini kazandım? Ne zaman sırtüstü uzansak sen bana sorardın "Diğer insanlar da birbirini seviyor mudur bizim gibi? Onlar da gerçekten bizim gibiler mi?" diye. Tüm bunları arkadanda bırakıp nasıl benden önce gidebildin?

24 Kasım 2013 Pazar

2NE1 그리워해요 Kalbim Seni Özlüyor (Seni Özlüyorum)


2NE1'in yeni şarkısı "Özlüyor / 그리워해요 "
**그립다 = özlemek
**그리워요 = (Ben) özlüyorum
**그리워해요 = (O) özlüyor




그렇게 너무 편하게 굴지 마요
Öyle çok rahatmış gibi davranma (yı kes)

아직 너와 난 남남이니까
Çünkü hala sen ve ben yabancıyız

어린애처럼 보채지 좀 마요
Küçük çocuk gibi sızlanmayı kes

아직 시작도 안 했으니까
Çünkü henüz daha başlamadım bile

아이들의 불장난 같은 사랑은 싫어
Çocukların ateşle oynamasına benzer aşkı istemiyorum

중급 한국어2 -는 중이다, 만 해도, -는다면서요



-는 중이다, 만 해도, -는다면서요

-는 중이다 şuandaki işlemi tanımlamak için kullanılır. 고 있다 ile aynı anlamdadır. Şimdiki zaman eki gibidir.
 is used to express present-progress. It is usually replaced with -고 있다 and N중이다` is also frequently used instead.

Kullanım: (ayrıntılı anlatım için tıklayınız.)
*****************
Fiil + -는 중이다 
İsim + 중이다
*****************

다이어트를 하 + 는 중이에요 = Diye yapma + nın ortasında
이메일을 보내 + 는 중이에요 = E-mail gönderme + nin ortasında


-만 해도 zamanla değişen şeyleri tanımlarken kullanılır. Geçmişe dair net bir şey hatırlanırsa kullanılır.
is used to express things that have changed over time. It is used when one has relatively a good memory of the past

중급 한국어2 -은 채로/~ şekilde, -고 보니/-ınca gördüm ki, -고 말았다/-eyazmak

-은 채로, -고 보니, -고 말았다


1) -은 채로 bir durum değişmeden diğer duruma geçildiğinde ortaya çıkan şeyler için kullanılır.
is used when something had occured and the next action happened with its status unchanged

A.왜 웃어요?
Neden gülüyorsun?

B.민호 씨가 입을 벌린 채로 자고 있어요
Minho bey ağzı açık uyuyor / minho bey ağzı açık şekilde uyuyor.

A. 왜 옷이 다 젖었어요?
Neden kıyafetlerin ıslandı?

B.옷을 입은 채로 바다에 들어가 수영했어요
Kıyafetlerimle denize girip yüzdüm
=Kiyafetlerim üzerimdeyken / Giyinik şekilde denize girip yüzdüm.

중급 한국어2 -잖아요/(biliyorsun) ya, -던/-dığı, -는 바람에/-ması sebebiyle

Korece Orta 2 kursuna gitmedim. kitabını almıştım ve o kitaptaki gramerleri burada paylaşacağım, kısa ve öz bir şekilde. Sorularınız olursa rahatlıkla sorabilirsiniz.

Resimleri gramer ekine uygun şekilde internetten bulup paylaşmaya çalışacağım. Bu sayede daha hayatın içinden cümleler görmüş olacağız.

Gramer ekleri;
 1)-잖아요,
2)-던,        
3)-는 바람에

Aşkım... hislerimi/kalbimi biliyorsun (zaten)


1) -잖아요 Karşı tarafın konuyu zaten bildiğini biliyorsak/ düşünüyorsak kullanılır.
is used when the speaker talks about something that he or she assumes the listener already knows

Kullanım
**************
Fill +잖아요
Isim + 이잖아요
**************

알다 bilmek > 알 + 잖아 = 알잖아 (zaten) biliyorsun ya
보다 görmek, bakmak > 보 + 았잖아 = 봤잖아  (sen de) gördün ya (zaten)

A. 마이클 씨는 우리하고 같이 운동 안 해요? 지난번부터 안 보여요.
= Maikıl bey bizimle birlikte neden spor yapmıyor? Geçen seferden beri görünmüyor.

B. 지난주에 이사를 갔잖아요. 몰랐군요
=Geçen hafta taşındı ya. Demek bilmiyordun.

Günün Cümlesi-그녀는 어젯밤에 도착했습니다.



그녀는 어젯밤에 도착했습니다.
O, dün akşam vardı

**그녀 = (Kadın) O
**어젯밤 = dün akşam
**도착하다 = (bir yere) varmak 
**았/었/였(습니다)= geçmiş zaman eki (kibarlık eki)


모든 사람들이 도착하면 회의를 시작하겠습니다.
Herkes geldiyse toplantıya başlayacağım.

Kore mi? Korece mi? Oppa mı?



Son günlerde karşılaştığım, duyduğum, gözlemlediğim bazı saçmalıklar dizisi sonucu insanlarımızın ya da kızlarımızın diyeyim bir tür kavram karmaşası içinde olabileceğini düşündüğümden dolayı böyle hiç yazmak istemediğim bir yazıyı yazıyorum şuan...

Bu kavramlar neler mi? Başlıkta da okuduğunuz gibi "Kore" / "Korece" / "Oppa" kavramaları.

Biliyorum ve anlıyorum diyemiyorum... daha doğrusu anlamaya çalışıyorum fakat bir türlü şu "OPPA" manyaklığını, çılgınlığını, takıntılılığını çözemiyorum. Tam olarak nedir istediğiniz? Gerçekten anlamlandıramadığımdan bunu soruyorum, hani belki olur da birileri cevaplar ben de (olur ya bir ihtimal) anlayabilirim diye.

İstediğiniz tam olarak nedir? Kore hakkında gerek kültürü, tarihi, sanatı hakkında bilgi edinmek mi? Korece öğrenmek mi? yoksa sadece OPPAAAA diye çağırabileceğiniz bir koreli erkeğinin elinizi uzattığınız uzaklıkta olması mı?

Kusura bakmayın ama o kafanızda canlandırdığınız, dizilerde gördüğünüz OPPA kavramı ile gerçek hayattakiler çok başka!.. Keşke sadece dizi izlemeyip biraz da gerçek hayattan yazılar okusanız, kore ile ilgili belgesel tarzı gerçek hayatı anlatan birşeyler izleyebilseniz.

Gel gelelim 오빠 oppa kelimesinin kelime anlamına, kızların kendilerinden (bir yaş dahi büyük olsa) büyük erkeklere hitap şekli. Çoğu kişi bunun "sevgili" için söylendiğini düşünüyor da.. Belirteyim dedim.

Amacınız bir oppa'ysa bile o zaman gidin ve kore aile yapısını bir araştırın, o katı kuralları gördüğünüzde hala bir koreli oppa istiyorsanız size gittiğiniz yolda başarılar ve mutluluklar diliyorum.

Hayatımdaki, tanıdığım koreli arkadaşlara bu "oppacı" (kusura bakmayın) sapıklar yüzünde "oppa" diye hitap et demelerine rağmen sadece isimleriyle hitap ediyorum. İnsanları o kadar çok korkutmuşlar ki anlatamam.

Duyduğum, şahit olduğum bir kaç örnek;
"Bir koreli oppa görürsen hemen öpeceğim"
"Ayyyy dokunsam mı acaba?" diye koreli çocuğun arkasından el uzatmalar, tanımıyor çocuğu ama sapıklık ya dokunmak istiyor. Neden? Çünkü O bir OPPA

Facebook'ta ise sacma sapan grup isimleri ve boş boş paylaşımlar yapan gruplar ve onların çılgın takipçileri...
Birisi özel hayatını döküyor ortaya, korece tek bir kelime yok, bizim meraklı (neye bu merak anlayamadım kore mi? korece mi? oppa mı?) milletimiz hemen oraya üşüşmüş yazıları merakla bekliyor. Şaka gibiler ve biraz da kabus!..

Yani hani diyorum ki "olsun insanlar birşeyler paylaşıyor, birileri de faydalanıyor" ama kardeşimm BU NE YAA!! YUH ARTIK" dedirtecek içerikler, saçma sapan sataşmalar felan..
(ahh ben gerçekten çok sinirlenmişim galiba)

Amacı kore hakkında birşeyler ve korece öğrenmek isteyen tüm arkadaşlara sonsuz saygılarımı sunuyorum, ve diyorum ki lütfen OPPACI'lardan uzak durun, hastalıklı insanlar onlar.. bunun başka türlü bir açıklaması olamaz :)

Saygı ve sevgilerimle, :)


22 Kasım 2013 Cuma

Korece -(으)니까 -dığı için eki

"Meşgulüm, o yüzden tekrar arama!"
바빠요. 그러니까... Meşgulüm. O yüzden....

Emir, istek ve soru cümlelerinde kullanılır. Anlam olarak, "-dığı için, için, o yüzden" gibi anlamlar katar. 그러니까 ile aynı anlama gelmektedir. 그러니까 yeni bir cümleye başlarken kullanılırken (으)니까 eki sebep göstererek iki cümleyi bir birine bağlar.
İsim ile birlikte kullanılmak istendiğinde ise "isim + 이다" yapısı kullanılır. Öneri ve emir cümlesi olacağından dolayı bitiş cümlesinin de o şekilde olması gerekmektedir.

 (으)니까 ve 아/어/여서 ekleri birbiriyle karıştırılıyor. Fakat yukarıda da söyledeğim gibi, istek, emir ve soru belirtmiyorsa, "Geç kaldığım için özür dilerim-늦어서 미안해요" gibi bir düz cümle ise  아/어/여서 eki kullanılmalı.

Örnek :

**봄 : bahar > 봄 + 이 + 니까 >  봄이니까
**바쁘다 : meşgul olmak, yoğun olmak >  바쁘+ 니까 >  바쁘니까

1.
가: 분홍색하고 갈색 티셔츠 중에서 오느 것이 좋아요?
A : Pembe renk ve siyah renk tişört içinden hangisi daha iyi?

나: 봄이니까 밝은 색갈로 사세요.
B : Bahar olduğu için açık renkli olanı alınız. (öneri var)

2.
가 :  뭘 타고 갈까?
A : Neye binip gidelim?

나:  빨리 가야 하니까 택시를 타고 갑시다
B : Çabucak gitmemiz gerektiği için taksiye binip gidelim.

3.
지금 바쁘니까 나중에 다시 전화하세요
Şuan meşgul olduğum için daha sonra tekrar arayınız.

4.
백화점능 비싸니까 할인 매장에 가 보세요
AVM pahalı olduğundan dolayı / olduğu için outlet mağazasına gidiniz.

5.
이 영화는 재미있으니까 꼭 보세요
Bu film çok güzel, o yüzden muhakkak izleyin
Bu film çok güzel olduğu için muhakkak izleyin

10 Kasım 2013 Pazar

Korece Hikaye Kitabı-1 젊어지는 샘물, 혹부리 영감, 금도끼와 은도끼

Korece hikaye kitapları okumaya başladım ve hikayeleri yazamasam da bilmediğim kelimeleri buraya not edip, hem kendim için hem de öğrenmek isteyenler için paylaşmak istedim.

1. Hikaye
젊어지는 샘물 Gençleştiren su



2. Hikaye
혹부리 영감 (Büyük) Benli İhtiyar 1
2 3

3.ise
금도끼와 은도끼 Altın balta ve gümüş balta izle

**********
Kelimeler
**********


가만히 |, hiçbirşey yapmadan durmak,| 아무것도 하지 않고
거짓말쟁이 | yalancı , | 거잣말을 잘하는 사람
걸음걸이 | yürüyüş şekli, | 걸음을 곧는 모양
겁이 나다 | korkmak, korku ortaya çıkmak |무서운 마음이 생기다
게다가 |üstelik, bir de |그뿐만 아니라
견디다 | dayanmak; katlanmak (bear, subsist, endure, stand, put up with) | 참아 이기다
고개를 젓다 | başı sağa sola sallamak, hayır anlamında| `아니요`라는 뜻으로 머리를 좌우로 흔들다
곧장 |dosdoğru; direk; öne doğru (straightly)| 바로
골짜기 |vadi | 산과 산 사이에 V자 모양으로 깊게 들어건 곳
궁금하다 |merak etmek, bilmek istemek | 알고 싶다
금도끼 | altın balta | 금으로 만든 도끼
금세 |hemen, cok kisa surede | 빨리, 금방, 잚은 시간 안에
기가 막히다 |şaşırıp kalmak | 순간 말이 안 나올 만큼 놀라다
기르다|beslemek; yetiştirmek (raise)| 보살펴서 자라게 하다
* 보살피다 : (hasta, yaşlı vb.bir kimseye) iyi bakmak (take care of, care for)
길이 들다 | | 물건을 오랫동안 사용해서 쓰기 좋게 되다
깜빡 | aniden | 순간적으로 잠깐
꺼내다 |dışarı çıkarmak (pull out) | 안에서 밖으로 나오게 하다

6 Kasım 2013 Çarşamba

Resimlerle Korece-생각대로...


생각대로 살지 않으면 
Düşündüğün gibi yaşamazsan
생각 = düşünce
(-는/은)대로 = gibi, aynen; ...e göre (as, like, just as, in accordance; according to)
살다 = yaşamak
-지 않다 = olumsuzluk eki
-으면 = -se, -sa, eğer


사는대로 생각하게 된다
Yaşadığın gibi düşünmeye başlarsın
살다 = yaşamak
-게 되다 = bir durumdan başka bir duruma geçildiğini belirtir

Farklı örnekler : 
*마음대로 해
= İstediğin gibi yap
= Ne halin varsa gör

* 미안하게 됐어
=Üzgünüm

**그대로 = olduğu gibi; aynen (as it is)
**있는 그대로 = olduğu gibi, samimiyetle (as it is, frankly)
**되는대로 = rasgele, gelişgüzel (at random, at haphazard)
**될 수 있는 대로 = mümkünse, mümkün olduğu kadar (if possible, as..as possible, as...as one can)

5 Kasım 2013 Salı

Günün Cümlesi-텔레비전은 거실에 있습니다.



텔레비전은 거실에 있습니다.
= Televizyon oturma odasındadır.
= TV oturma odasında var

텔레비전 [tel-le-bi-jeon]
1.televizyon, TV

-은 [eun]
1. (konu eki)
2. (vurgulama eki)
3. (fiili isim yapma eki, geçmiş zamanda)
4. (zarfı isim yapm eki, geniş zaman)
5. gümüş (metal)

2 Kasım 2013 Cumartesi

Korece "Fiil/Sıfat + 지 않다" eki



Fiil veya Sıfattan sonra gelir, cümleye olumsuzluk anlamı katar. Sesli harfle ya da sessiz harfle bitmesi farketmiyor. Hepsine + 지 않다 eki geliyor. Fiilden önce gelen 안 eki ile aynı anlamı taşır.

**가다 [ga-da] = gitmek
가 + 지 않다 = 안 가다 = gitmemek

**읽다 [ilg-da] = okumak
읽지 않아요 = okumuyorum
안 읽어요 = okumuyor

**예쁘다 [ye-ppeu-da] = güzel olmak
예쁘지 않아요 = güzel değil
안 예뻐요 = güzel değil

Not: + 지 않다 eki, 알다 (bilmek), 깨닫다(farketmek), 지각하다(algılamak), 인식하다(hatırlamak) filleriyle kullanımaz. Kullanılır fakat biraz kaba olur.
"Seni tanımadım" demek yerine "Seni tanıyamadım" demek daha uygundur.

1 Kasım 2013 Cuma

Korece'de en çok karıştırılan ekler 이/가 - 은/는 - 을/를



Özne, konu ve nesne ekleridirler. Genellikle özne ve nesne eklerinin kullanım yerleri insanın aklını karıştırıyor. Ama ne kadar çok örnek yaparsanız anlamanız da o kadar çabuk olur.

A. - 을/를 = Nesne eki
B. -이/가  = Özne eki
C. - 은/는  = Konu eki

A. 을/를 nesne ekidir. Öncelikle anlaması en kolay olan nesne ekinden - 을/를'dan başlayalım. Nesne, işlemi yapan değil etkilenendir. Kelime sesli harf ile bitiyorsa yani badchim yoksa 를, tersi ise 을 eki geliyor.

나는 피자 먹었어요
Ben pizza yedim

나는 피자 먹었어요
Ben pizzaYI yedim derken ki "YI" eki korecedeki - 을/를 ekine denk gelmektedir.

Resimlerle Korece - Anneye süpriz hediye

MBC kanalında yayınlanan 나 혼자 산다 (Yalnız Yaşıyorum) programından alıntı karelerle Resimlerle Korece başlığımıza devam edelim. İlgili kaydı izlemek için tıklayınız.

Artık Anneye hediyeyi açıklama zamanı
이제 = şimdi, artık
어머니 = anne
-에게 = -e, -a
선물 = hediye
공개하다 = açıklamak
아/어/야 하다 = zorunluluk eki
ㄹ/을 = gelecek zaman eki, nesne eki
시간 = zaman


Süpriz hediyeyi beğenecek mi?
깜짝 = süpriz
선물 = hediye
좋아하다 = beğenmek
시 = fiile saygı ifadesi katar
ㄹ까/을까? = acaba anlamı katar

Kore Kültürü 문화 - 씨름 Kore Güreşi


씨름은 한국에서 옛날부터 남자들이 즐겨 했던 전통 경기다, 주로 단오 (음력 5월 5일)나 추석 (음력 8월 15일) 때 많이 했는데, 씨름 경기가 열리는 날에는 각 지방의 힘센 장사들이 모여들었다.

Ssireum (Sirım) yani bildiğimiz güreş, Korede önceden beri erkeklerin eğlenerek yaptığı geleneksel bir spor müsabakasıdır. Genellikle DANO (ay takminize göre 5. ayın 5. günü) veya Çusok'ta (8. ayın 15. günü) zamanlarında çokca yapılırdı. Ssirım müsabakasının açılış gününde çevre köylerdeki güçlü erkekler toplanırdı.

31 Ekim 2013 Perşembe

Korece-는다면서요 eki (Duydum ki) gidiyormuşsun, doğru mu?


이미 알고 있거나 들은 내용에 대한 다시 확인하고 싶을 때 사용하는 표현이다. 다른 사람에 대한 사실과 상대방에 대한 사실 모두 물을 수 있다.

Daha önceden başkasından duyduğunuz bir şeyi onaylatmak için sorarken "Duydum ki ....., doğru mu?" anlamına denk gelen bir ektir.

Ya da

Kişinin söylediği/yaptığı şey daha önceki söylediğiyle tezatlık içerdiğinde kullanılır.
"Demiştin ki ....", "Senin... olduğunu/dediğini düşünmüştüm".

Kullanım şekli
**************************
Zarf + 다면서(요)
Fiil  + (으)ㄴ/는 + 다면서(요)
İsim + (이)라면서
*************************
Not: 
* 요 ekini düşürebilirsiniz. Düşük seviye (Banmal- 반말) olur
* Zarf/fiil + (으)면서 eki ile karıştırılmamalı (yaparken, ederken eki -While)

Resimlerle Korece-사랑은 상처를




"사랑은 상처를 허락하는 것이다"
= Aşk yaraya/ yaralanmaya izin vermektir

사랑 = aşk, sevgi
상처 = yara
허락 = izin, müsaade
허락 하다 = izin vermek, müsaade etmek
허락 받다 = izin almak

* 허락 받았어요 = izin aldım
* 허락했어요 = izin verdim, müsaade ettim


24 Ekim 2013 Perşembe

Şarkılarla Korece - Yoon Mi Rae - Touch Love (Korece-Türkçe-Romanized)


주군의 태양 (Master's Sun) = Efendi'nin Güneşi / Sahibin Güneşi
주군 = sahip, efendi
의 = -nın, nin
태양 = güneş




Hangul
내 손끝에 그대가 스치면
Parmak uçlarıma sen değince

차가웠던 심장에 온기가 번지죠
Soğuk kalbime sıcaklık yayılıyor

살며시 다가가 기대고만 싶지만
Yavaşça yaklaşıp sadece (sana) yaslanmak istiyorum ama

그대와의 거리는 좁혀지질 않네요
Seninle gittiğimiz yol daralmıyor

만질 수가 없어도 돼
Dokunmasam da olur

을 수도 없어도 돼
Kucaklamasam da olur

Lonely love

Yes I love you 내 운명처럼
Evet seni seviyorum, Kaderim gibi

그댈 느낄 수 있어요
Seni hissedebiliyorum

23 Ekim 2013 Çarşamba

Resimlerle Korece - 구두수선


**구두 = ayakkabı
**수선 = 수리하다 = onarmak, tamir etmek, kabul etmek
**열쇠 = anahtar

(Reklam afişindeki slogan)
맘 맞는 사람 다섯 명 있으세요?
= Uyumlu olduğunuz / anlaştığınız 5 kişi var mı?

**맘  = 마음 = duygu, kalp
** 맞다 = doğru olmak, uyumlu/uygun olmak
**사람 = insan
**다섯 = beş, 5
**명 = tane kişi (insanlar için sayı belirtir )
**있다 = var olmak


5명 이상이면 누구나 만들 수 있는 협동조합
= 5 kişiden fazlaysanız herkesin kurabileceği kooperatif

**이상 = den fazla
**누구나 = herkes
**만들다 =  yapmak
**-을 수 있다 = -ebilmek
**협동 = işbirliği (cooperation)
**협동하다 = işbirliği yapmak; beraber çalışmak
**협동조합 = kooperatif (a cooperative association.a cooperative)


Kaynak resim : gateway korea


Korece Teleffuz Kuralları



Korece bazı harflerden sonra gelen diğer harf kelimenin okunuş şeklini değiştirmektedir.


  • ㅂ --> ㄴ =  ㅁ (B'den sonra N gelirse M diye okunur)
Örnek : 
합니다 diye yazılır -->  함니다 diye okunur
고맙습니다  --> 고맙습니다 (olduğu gibi okunur)

*=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=*

  • ㄴ --> ㅇ (N'den sonra NG eki gelirse NG eki düşer) 
Örnek : 
안아주세요 --> 아나주세요
= Kucaklayınız


    *=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=**=*

    • ㄱ, ㄲ, ㅋ, ㄺ --> ㅁ / ㄴ = G'den sonra M/N gelirse  ㄱ harfi  ㅇ ekine dönüşür. ㅁ M olduğu gibi kalır.
    Örnek : 
    한국말 --> 한궁말
    =Korece

    작년 --> 장년
    =geçen yıl

    흙물 --> 흥물


    17 Ekim 2013 Perşembe

    Sık kullanılan korece cümle kalıpları



    글쎄요 = "Şey, pek emin değilim ama.." cevaplaması zor veya kesin olmayan, emin olunmayan bir durumda kullanılır.
    yazılış : keul-sse-yo

    말도 안 돼요 = "çok saçma, olamaz" Diğerinin söylediğini tamamen reddetmek / durumun saçma olduğunu belirtmek için kullanılır
    yazılış : mal-do an dwae-yo

    그래? = "Öyle mi?" anlamına gelir
    yazılış : keu-rae

    그렇구나  = "Demek öyle" Karşıdaki kişiyi dinlerken gösterilen tepkidir.
    yazılış : keu-reoh-gu-na

    그럼요= "Tabiki" Karşısındakinin söylediği şeyi kabul ettiğini belirtir.
    yazılış : keu-reom-yo

    어머 = "Aman Allahım" genellikle kadınlar tarafından kullanılır. beklenmeyen bir durum olduğunda, şaşırıldığında kullanılır
    yazılış : eo-meo

    무슨 소리야  = "Neden bahsediyorsun" Diğer kişinin söylediği şeyi kabul etmediğinde, yanlış bir şey olduğunda kullanılır
    yazılış : mu-seun so-ri-ya

    13 Ekim 2013 Pazar

    Korece -만 해도 Daha ..e kadar


    Zamanla değişen şeyler olduğunda kıyaslama yapılırken kullanılır. "Geçen seneye kadar böyle değildi", "Daha geçen aya kadar" gibi ifadelerde kullanılır.
    -만 = sadece
    해도 = olsa da, yapsa da

    Kullanım şekli;
    **********************
    isim + 만 해도
    **********************

    **작년 [jak-nyeon] = Geçen yıl
    --> 작년 + 만 해도
    = 작년만 해도
    = Geçen yıla kadar

    **어제 [eo-je] = dün
    --> 어제 + 만 해도
    = 어제만 해도
    = Daha dün, düne kadar

    Örnekler,

    어제만 해도 날씨가 좋았는데 오늘은 비가 오네요.
    = Daha dün hava çok güzeldi, bugün yağmur yağıyor

    1)

    Korece -는 중이다 -makta, -mekte eki


    는 중이다 eki şimdiki zamana, şuanda yaptığınız işi nitelerken kullanılır. Ben şuanda şunu yapıyorum derken yaptığınız fiil'e 는 중이에요 eklersiniz.
    Türkçedeki karşılığı aslında tam olarak "iyor/ıyor" / "-mekta/makta" ekine denk geliyor. : Şimdiki zaman eki olan "고 있다" gibi kullanılmaktadır.
    중 kelime anlamı olarak "orta" demektedir. Yaptığınız işin ortasında olduğunuzu, zaten o işle uğraştığınızı belirtir. 

    Kullanım şekli ;
    ************************
    Fiil + 는 중이다 [neun jung-i-da]
    ************************

    **하다 [ha-da]  = yapmak
    --> 하 + 는 중이에요 
    = 하는 중이에요
    = Yapmaktayım, yapma (işleminin ortasındayım) 
    = Yapıyorum

    **가다 [ka-da] = gitmek
    --> 가 + 는 중이에요 
    = 가는 중이에요
    = Gidiyorum (şuanda)

    **오다 [o-da] = gelmek
    --> 오 + 는 중이에요 
    = 오는 중이에요 
    = Geliyorum (şuanda yoldayım)

    **먹다 [meok-da] = (birşey) yemek
    --> 먹 + 는 중이에요 
    = 먹는 중이에요 
    = Yiyorum (şuanda yaptığım şey)

    **살다 [sal-da] = yaşamak
    --> 사 + 는 중이에요 (ㄹ düşüyor)
    = 사는 중이에요
    = (Burada) Yaşıyorum

    12 Ekim 2013 Cumartesi

    Günün Cümlesi - 터키 택시는 노란색이에요


    (Günün Cümlesi)
    오늘의 한 마디 


    터키 택시는 노란색이에요.
    [teo-ki taek-shi-neun no-ran-saek-i-e-yo]
    = Türkiye(de) taksi sarı renktir

    **터키[teo-ki]  = Türkiye

    **택시 [taek-shi] = Taksi

    **-는 = 1) konu eki, 2) fiile eklenerek isimleştirme yapılır, 3)şimdiki zaman belirteç eki

    **노랗다 = sarı olmak
    **색깔 = renk
    **노란색 = sarı (renk)
    **-이다 = olmak,

    Başka bir örnek; 

    어떤색을 좋아해요? 
    [eo-tteon-saek-eul joh-a-hae-yo]
    = Hangi rengi seviyorsunuz?

    Korece -다가 보니 eki (İleri seviye)



    어떠한 행위를 하는 과정에서 새로운 사실을 깨닫게 되거나 어떠한 상태가 되었을 때 쓴다.
    Herhangi bir davranışın yapımı sürecinde yeni bir gerçeği fark ettiğinizde ya da herhangi bir davranış oluştuğunda kullanılır.

    Türkçe'deki "dıkça/-ince" gibi eklere denk geliyor.

    -다가'daki 가ekini düşürüp 다 보니 şeklinde de kullanılıyor.

    Örneklerle ekin ne anlama geldiğini anlamaya çalışalım.

    **적응하다 = alışmak
    다가 보니 적응이 됩니다
    Yaşadıkça alıştım./ Yaşayınca alışılıyor.
    (Yaşadığım süre içerisinde farkettim ki alışmışım)

    11 Ekim 2013 Cuma

    Şarkılarla Korece - IU – 입술 사이 (Between the lips)(Korece-Türkçe-Romanized)


    IU – 입술 사이 (Between the lips)
    입술 = dudak
    사이 = ara




    Oh darling 넘지 말아요
    Sevgili, (Fazla) yaklaşma

    두 입술 사이 거린 아직까진 50cm
    İki dudak arası mesafesi hala 50cm

    달콤한 말로 뻔한 말
    Tatlı sözlerle açık seçik sözlerle

    착한 나를 유혹하려 하진 말아주세요
    Masum beni baştan çıkarmaya kalkma lütfen

    사랑은, 이 사랑은 완벽할 거에요
    Aşk, Bu aşk mükemmel olacak

    Korece 았/었 + 다가 eki - Gittim geldim



    Birşeyi yaptıktan hemen sonra (tam tersi) başka birşey yapıldığında kullanılır. -다가'yı 가 ekini düşürerek de kullanabilirsiniz.
    Dizilerde felan belki duymuşsunuzdur "odi katda wasso" = 어디 갔다 왔어 = Neredeydin / Nereye gittin geldin?"

    Mesala; "Bunu giydim (sonra) çıkardım" gibi.  Örneklerle daha net anlayabiliriz.

    Önce kelimeler;
    **입다 [ib-da] = giymek
    **벗다 [beot-da] = çıkarmak
    **열다 [yeol-da] = açmak
    **닫다 [dat-da] = kapatmak
    **끄다 [kkeu-da] = (elektrikli şeyleri) kapatmak
    **켜다 [kyeo-da] =  (elektrikli şeyleri)  açmak, yakmak
    **앉다 [an-ta] = oturmak
    **일어나다 [il-eo-na-da] = kalkmak
    **그치다 [keu-chi-da] = bitmek, durmak

    **************************
    Kullanımı : fiil + 았/었/였+ 다가
    **************************

    1) 옷을 입었다가 벗었어요.
    = Kıyafeti/Elbiseti giydim, (sonra) çıkardım.

    10 Ekim 2013 Perşembe

    Bir Fiil'in çekim halleri -하다 (Yapmak)



    "하다 = Yapmak" fiilinin çekim halleri;

    = Yapmak [fiil hali]
    Geniş Zaman
    하 = Temel Geniş Zaman [yalın hali]
    해 = Yaparım/yapıyorum [gayri resmi düşük seviye]
    해요 = Yapıyorum [gayri resmi yüksek seviye]
    한다 = Yapıyorum [resmi düşük seviye]
    합니다 = Yapıyorum [resmi yüksek seviye] [okunuşu 함니다]

    Geçmiş Zaman
    했 = temel geçmiş zaman [okunuşu 핻]
    했어 = yaptım [gayri resmi düşük seviye] [해써]
    했어요 = yaptım [gayri resmi yüksek seviye ] [해써요]
    했다  = yaptım [resmi düşük seviye] [해따]
    했습니다 = yaptım [resmi yüksek seviye]  [해씀니다]

    9 Ekim 2013 Çarşamba

    Korece -(으)러 가다 = -ye/-ya gitmek


    Kütüphaneye ders çalışmaya gidiyorum derken kullanılacak olan kalıptır. Şunu yapmaya gidiyorum, izlemeye gidiyorum, çalışmaya gidiyorum derken ilgili fiile (으)러 가다 eki getirilir.

    Kullanımı :
    ***************
    Fiil + (으)러 가다
    ***************

    먹다 = Yemek 
    먹 + 으러 가요 = 먹으러 가요 = (Bir şey) yemeye gitmek

    수영하다 = Yüzmek
    수영하 + 러 갈거에요 = 수영하러 갈거에요 =   Yüzmeye gideceğim

    1) 맛있는 것을 먹으러 가요.
     = Lezzetli birşey yemeye gidiyorum.

    **맛있다 = Lezzetli olmak, tadı olmak
    -는/은 = fiili sıfatlaştırıyor, kendinden sonra gelen isme anlam katıyor.
    **것 = şey
    -을/를 = nesne eki (yapılan eylemden etkilenen)
    **먹다 = yemek
    **가다 = gitmek
    -요 = cümleyi kibar bir şekilde bitirmek için kullanılıyor.

    2) 친구를 만나러 갔어요
     = Arkadaşımla buluşmaya gittim.

    **친구 = Arkadaş
    **만나다 = buluşmak
    **-았/었/였어요 = fiile geçmiş zaman anlamı kadar

    3) 지금 어디에 가요? 
    = Şimdi nereye gidiyorsun?

    Korece -다가 (-arkan/-erken) eki


    Zavallıcık ^.^ Birşeyler karalarken uyuyakalmış

    Basit bir örnekle ekimizin hangi durumlarda kullanıldığını anlamaya çalışalım.

    책을 읽다가 잠들었다 = Kitap okurken uyuyakaldım.

    Kitap okuma esnasında uyuya kalmış. Yani bir işin ortasındayken başka bir şey ortaya çıkyor. Bu gibi drurumlarda "-다가" eki kullanmalısınız. -가 ekini düşürerek de kullanabilirsini.

    **************************
    Kullanımı : fiil +  다가

    **************************

    Önce Kelimeler ve  Fiiller
    그 [keu] = (O) erkek
    그녀 [keun-yeo] = (O) kadın
    오다 [o-da] = gelmek
    만나다 [man-na-da] = buluşmak, karşılaşmak
    가다 [ka-da] = gitmek
    친구 [chin-gu] = arkadaş
    축구 [chuk-gu] = futbol
    축구 하다 [chuk-gu ha-da] = futbol oynamak
    다치다 [da-chi-da] = incinmek
    보다 [bo-da] = izlemek, bakmak
    자다 [ja-da] = uyumak

    Örneklerle devam edelim;

    Korece -(으)ㄴ + 후에 birşeyi yapmadan önce / yaptıktan sonra eki


    Bir işi yapmadan önce ya da yaptıktan sonra demek için kullınır. 

    (으)ㄴ [eun] geçmiş zaman ekidir / "후[hu] = sonra"  
    기 [gi] fiili isimleştirme ekidir / "전 [jeon] = önce" anlamına gelmektedir..

    Kullanımı :
    ***********************
    fiil + -(으)ㄴ + 다음에 > fiil + dıktan sonra
    fiil +  -(으)ㄴ + 후에 > fiil + dıktan sonra
    fiil +  -(으)ㄴ + 뒤에 > fiil + dıktan sonra

    fiil  + 기 전에 =  fiil + madan önce
    ***********************
    Fiil sesli harf iler biterse  ㄴ 후에;
    Fiil sessiz harf ile biterse 은 후에 eki gelir.

    오다 = gelmek
    --> 오기 전에 = gelmeden önce

    자다 = uyumak
    --> 자기 전에 = uyumadan önce

    가다 = gitmek
    --> 가기 전에 = gitmeden önce